Dünya Kömür Havzaları Ve Kömür Üretimi
:: Eğitim & Öğretim :: Dersler
1 sayfadaki 1 sayfası
Dünya Kömür Havzaları Ve Kömür Üretimi
DÜNYA KÖMÜR HAVZALARI VE KÖMÜR ÜRETİMİ
A.B.D.
Amerika Birleşik Devletleri kömür rezervi bakımından olduğu kadar, maden kömürü üretimi bakımından da ön sıralarda bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerindeki bu büyük zenginlik yanında, kömür havzalarının taşıdığı özellikler kömür işletmeciliği bakımından birçok avantaj sağlamaktadır. Bu havzaların taşıdığı olumlu özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
• A.B.D.’deki kömür havzaları coğrafi bakımdan dünyadaki en toplu rezervlerdir
• Nispeten sade bir tektoniğe sahiptirler.
• Yüzeye yakındırlar
• Tabakalar kalındır.
• Yatay ya da yataya yakın bir yapıya sahiptirler
• Çok uzun mesafelerde kesintisiz devam ederler.
Tüm bu kolay işletme şartlarının yanında Amerika’nın tekniği ve güçlü sermayesi de katılırsa, ülkede önemli bir kömür üretim kapasitesi ortaya çıkmaktadır. Bu kapasite gerçekten çok büyüktür.
ABD’de kömür üretimini kısıtlayan ya da ayarlayan unsur, kömür çıkarma zorluğu ya da çıkarma gücü değil; petrol, doğalgaz, beyaz kömür ve nükleer enerji bakımından da zengin olan bu ülkede, bu kaynakların rekabeti, zamanla değişen pazar şartlarıdır. Yani kömür üretim miktarını, talebin azlığı veya çokluğu ve dolayısıyla kömürün satış güçlüğü ve kolaylığı belirlemektedir. Bu nedenle ve zamanla değişen talep şartlarına bağlı olarak ABD’nin kömür üretimi yıllara göre büyük oranlarda azalıp çoğalmakta, istikrarsız bir görünüm sunmaktadır.
Gerçekten daha 20. yüzyılın başlarında, Birinci Dünya Savaşı öncesinde, 1913 yılında 517 milyon tona yükselen ABD’nin maden kömürü üretimi, bu savaştan sonra artan talep nedeniyle daha da yükselerek 1920’de 597 milyon tana çıkmıştır. Fakat “dünya ekonomik bunalımı” yıllarında, 1932’de 326 milyon tona düştükten sonra, İkinci Dünya Savaşı ve savaşı izleyen yıllarda ihtiyaç ve talebin artmasıyla üretim yeniden yükselerek, 1944’de 617 milyon ton, 1947’de ise 630 milyon tona kadar çıkmıştır. Bundan sonra diğer enerji kaynaklarının rekabeti karşısında üretim bir kez daha azalarak, 1953’te 430 milyon tona, 1960’ta 391 milyon tona inmiştir. Ancak sonraki yıllarda termik santrallerin artan talebinden dolayı üretim yeniden yükselmeye başlamış, 1970’li yıllardaki petrol krizi nedeniyle üretim miktarı iyice artmıştır.
ABD bu üretim düzeyi ile 1990’lı yıllara kadar dünya maden kömürü üretiminde hep en ön sırada yer almıştır. Ancak söz konusu yıllardan itibaren üretimde büyük artış gösteren Çin’in gerisine düşmüştür. Günümüzde de üretim miktarı bakımından Çin’in gerisinde bulunmaktadır. Ancak dünya kömür ticaretinde yaklaşık 200 milyon ton ihracatla en büyük paya sahiptir.
ABD’de kömür havzalarına çeşitli kesimlerde rastlanmakta ise de, üretim esas olarak ülkenin doğusunda Hersinien kıvrımları sistemine dahil Appalachian (Apalaş) dağları boyunca uzanan Appalachian kömür havzasında ve bu havzanın hemen batısında yer alan “İç Doğu” havzalar grubunda toplanmış bulunmaktadır. Büyük Appalachian havzası ve İç Doğu havzaları grubu, ABD maden kömürü üretiminin % 95’ini karşılamaktadır ki bunun da beşte dördünü tek başına Appalachian kömür havzası üretmektedir.
APPALACHİAN (APALAŞ) HAVZASI (DOĞU HAVZALARI)
Appalachian kömür havzası kapladığı alan, rezerv ve yılda elde edilen kömür üretimi bakımından olduğu kadar, çıkarılan kömürlerin yüksek kalitesi bakımından da ABD’nin en önemli maden kömürü havzasıdır. Sade bir tektonik, kömür tabakalarının yüzeye yakın oluşu, kalınlığı ve devamlılığı sayesinde kömür çıkarmada gösterdiği kolaylık ve çok elverişli coğrafi konumu ilde de Appalachian kömür havzası ayrı bir önem taşımaktadır.
Appalachian kömür havzası çok geniş bir alan kaplar. Havza kuzeyde Pensilvanya’nın kuzeybatısında başlar ve hemen hemen kesintisi olarak 1.300 km’lik bir hat üzerinde güneyde Alabama’ya kadar uzanır. Appalachian havzası kuzeyde daha geniştir; kuzeydeki genişliği 290 kilometreyi bulur. Havza güneye doğru gittikçe daralarak genişliği 32 km’ye kadar iner, fakat daha güneyde yeniden genişler ve Alabama’da genişlik 128 km’ye varır. Böylece Appalachian kömür havzasının yüzölçümü 181.000 kilometre kareyi bulmaktadır. Bu havza sadece Kuzey Amerika’nın değil dünyanın en önemli kömür havzasıdır.
Appalachian kömür havzası başlıca iki tâli (alt) havzaya ayrılır. 1) Pensilvanya’nın kuzeydoğusunda küçük bir saha kaplayan antrasit havzası 2) Pensilvanya’nın kuzeybatısından başlayarak Alabama’nın kuzeybatısına kadar uzanan asıl büyük maden kömürü veya bitümlü kömürler havzası.
Antrasit Havzası: Pensilvanya’nın kuzeydoğusunda, Appalachian dağlık bölgesinin en kıvrımlı yerinde bulunmaktadır. Daha batıda aşağı yukarı yatay olarak devam eden Karbon devrine ait bitümlü kömür tabakaları, burada kıvrılma ve kırılmalara uğramış ve orojenik sıkışmalar sonucunda maden kömürü bir metomorfizma başlangıcı geçirerek uçucu unsurları azalmış ve antrasit haline gelmiştir. Bu havzadan çıkarılan antrasit karbon bakımından çok zengin olup hemen hemen alevsiz ve dumansız yanar ve çok yüksek ısı yayar. Fakat yapı karışık ve kömür tabakaları derinde olduğu için işletme güç ve masraflıdır.
Bu havza Kuzey Amerika’nın tek antrasit havzası olup, kıtanın bilinen bütün antrasit rezervini içermektedir. Çıkarılan antrasitin büyük kısmı ABD’nin kuzeydoğu eyaletlerinde ısıtma amaçlı kullanılmakta, küçük bir kısmı da yine meskenlerin ısıtılmasında kullanılmak üzere demiryolları ve Büyük Göller yoluyla Amerika’nın batısına gönderilmektedir.
Başlangıçta bu antrasit ABD’de büyük sanayinin başlıca yakıtıydı ve 1860 yılında çıkarılan maden kömürünün yarısından fazlasını oluşturuyordu. Ancak çıkarılma maliyeti yüzünden sanayide kullanılamayacak kadar pahalı olduğundan, daha sonra meskenlerin ısıtılmasında kullanılmaya başlanmıştır.
Appalachian Bölgesinin Bitümlü Kömürler Havzası
Antrasit havzasına oranla çok daha geniş bir alan kaplamaktadır. Bu havza, yukarıda da ifade edildiği gibi, kuzeyde Pensilvanya’nın kuzeybatısında başlar ve 1.300 km’lik bir mesafe üzerinde hemen hemen hiç kesintiye uğramadan güneyde Alabama’nın kuzeybatısına kadar uzanır. Appalachian bölgesinin bitümlü kömürler havzası, asıl kıvrımlı bölgenin batısında bulunmaktadır. Arazi burada kıvrımlara uğramamıştır; bölgenin sonradan yükselmesi tabakaları biraz deformasyonlara uğratmış ise de, bu deformasyonlar çok hafif olup, kömür tabakaları aşağı yukarı yatay veya hafifçe eğimli, düzenli, kesintisiz ve sonsuz gibidir. Örneğin, Pensilvanya’nın meşhur Pittsburgh damarı 80 km’lik bir uzunluk ve genişlik üzerinde yayılmaktadır. Yalnız bu tabakanın maden kömürü rezervi 10 milyar ton olarak tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan, Appalachian bitümlü kömür havzasında kömür tabakaları fazla derin değildir. Bölgenin yükselmesi sonucunda vadilerini derinleştirmiş olan akarsular platoyu parçalamışlar ve kömür tabakalarını vadilerin yamaçlarında ortaya çıkarmışlardır. Bu durum Appalachian havzasında işletmeyi çok kolaylaştırmıştır. Yeni ocaklar çok kolaylıkla açılıyor; sonuçta yapılan iş vadi yamaçlarında yüzeye çıkan kömür tabakaları boyunca galeriler açmaktan ibarettir. Çıkarılan kömür nehirlerin ulaşıma uygun olduğu kesimlerde gemilerle, uygun olmadığı kesimlerde ise vadileri takip eden demiryolu vagonlarıyla sanayi bölgelerine taşınmaktadır.
ABD’deki işçi ücretleri diğer ülkelere göre daha yüksek olmasına karşın, havzanın bu elverişli çıkarma koşulları nedeniyle, kömür daha ucuza mal edilmektedir.
Appalachian kömür havzasında işletmeyi kolaylaştıran bir diğer durum da kömür tabakalarının kalınlığı ve devamlılığıdır. Bu sayede Appalachian havzasında kömür çıkarmada geniş ölçüde makine kullanma imkanı doğmaktadır ki, bu imkan bazı Avrupa kömür havzalarında, örneğin Belçika ve Fransa havzalarında, son derece azalmaktadır. Kömür çıkarımında makine kullanımının başlıca faydası işçi başına düşen verimin artması ve böylece az işçi ile çok iş görmek imkanıdır ki, işçi ücretlerinin yüksek olduğu ABD için bunun ayrı bir önemi vardır. Amerika’da kömür işçisinin ortalama verimi Fransız veya Belçika işçisinin veriminden birkaç kat fazladır.
Appalachian kömür havzasında sanayinin aradığı bütün maden kömürü çeşitleri mevcuttur. Havzada fabrikalarda yakıt olarak kullanılan kuru ve yarı kuru maden kömürleri, metalurji koku üretimine elverişli yağlı ve yarı yağlı kömürler, gaz kömürleri; kısaca sanayinin aradığı her çeşit maden kömürü bu havzada yer almış bulunmaktadır.
Büyük Appalachian bitümlü kömür havzasının işletilmesi, antrasit havzasından sonra başlamıştır. İlk işletme 19. yüzyılın ilk yarısında başlamış ise de, asıl gelişme yüzyılın sonlarına doğrudur. Bu tarihte havza birçok demiryoluyla Atlas Okyanusu limanlarına ve Amerika’nın büyük sanayi bölgelerine bağlanmıştır. Denilebilir ki; Appalachian bitümlü kömür havzasının işletilmesi, ABD’de büyük sanayinin ve ulaşımın gelişimiyle beraber gelişmiş ve bu sanayinin gelişimini adım adım izlemiştir. Appalachian kömür havzası rekabet halinde bulunan büyük küçük yaklaşık 8000 kadar kömür şirketi tarafından işletilmektedir. Rekabet koşulları nedeniyle havzanın bütün kömür damarları değil, en kalın, en zengin, işletilmesi en kolay ve en verimli tabaklar kullanılmaktadır. Bu bakımdan ABD’de biraz hoyratça kullanılan bu işletmelerle, Avrupa’da büyük özenler ve en küçük damarlardan faydalanmak amacıyla yapılan işletmeler arasındaki farkı önemle göz önünde bulundurmak lazımdır. Hemen her aşamadaki bolluk gibi maden kömürü bolluğu da Amerikalıları bir tür israfa yöneltmiştir. Ancak kömür rezervleri çok zengin olduğu için bu israf Amerikalıları çok fazla düşündürmemektedir.
ABD’deki diğer kömür havzaları Appalachian havzası derecesinde önemli değildir. Bu havzalar iç havzalar, Kayalık Dağlar havzaları, Büyük Okyanus havzaları ve Körfez Havzaları olmak üzere alt gruplara ayrılabilir.
İç Havzalar:
Bu havzalar ABD’nin iç ova ve platolarında bulunmaktadır. Bunlar 1) İç Doğu Havzalar 2) İç Batı Havzalar 3) İç Güneybatı Havzalar 4)İç Kuzey Havzasıdır.
İç havzalar içinde en önemlisi İç Doğu Havzalardır. Normal zamanlarda havzanın kömür üretimi 80 milyon ton kadardır. Fakat bu kömürler aşağı kalitede olduklarından, kok üretimine ve demir-çelik sanayiine elverişli değildirler; daha çok yerel ihtiyaçların karşılanmasında ve termik santrallerde kullanılırlar. Havzada kömür tabakaları yüzeye çok yakın olup aşağı yukarı yatay tabakalar halindedirler.
İç Doğu Havzalar dışındaki diğer iç havzalarda da kömür tabakaları uygun işletme koşullarında sahip olmasına karşın, kalitelerinin nispeten düşük olmasından dolayı üretim düşük düzeylerde kalmaktadır.
Kayalık Dağlar ve Büyük Okyanus Kömür Havzaları
Bu geniş bölgelerin çeşitli noktalarında serpilmiş halde küçük ve dağınık birtakım kömür havzalarına rastlanmaktadır. Fakat bu havzaların kömür üretimleri toplamı nispeten çok azdır. Bununla birlikte, Kayalık Dağların Büyük Okyanusa kadar uzanan ülkenin bu geniş bölgesinin doğudaki büyük havzalardan uzaklığı dolayısıyla, bu havzalar lokal bir önem taşır.
ABD’de yukarıda değinilen havzalardan başka, büyük ovalar bölgesinde, Meksika Körfezi çevresinde ve Kayalık Dağlar bölgesinde geniş alanlar kaplayan ve büyük rezervler içeren linyit havzaları da vardır. Ancak ABD, maden kömürü ve diğer kaynaklar bakımından zengin olduğu için, geniş ve zengin linyit havzaları henüz fazla işletilmemektedir.
Amerika’da çıkarılan maden kömürü halen en çok demir ve çelik sanayii, havagazı ve kimya sanayii, ısıtma işleri ve bugün en büyük tüketim alanını meydana getiren termik santrallerde kullanılmaktadır. Üretilen kömürün bir kısmı ise ihraç edilmektedir.
A.B.D.
Amerika Birleşik Devletleri kömür rezervi bakımından olduğu kadar, maden kömürü üretimi bakımından da ön sıralarda bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletlerindeki bu büyük zenginlik yanında, kömür havzalarının taşıdığı özellikler kömür işletmeciliği bakımından birçok avantaj sağlamaktadır. Bu havzaların taşıdığı olumlu özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
• A.B.D.’deki kömür havzaları coğrafi bakımdan dünyadaki en toplu rezervlerdir
• Nispeten sade bir tektoniğe sahiptirler.
• Yüzeye yakındırlar
• Tabakalar kalındır.
• Yatay ya da yataya yakın bir yapıya sahiptirler
• Çok uzun mesafelerde kesintisiz devam ederler.
Tüm bu kolay işletme şartlarının yanında Amerika’nın tekniği ve güçlü sermayesi de katılırsa, ülkede önemli bir kömür üretim kapasitesi ortaya çıkmaktadır. Bu kapasite gerçekten çok büyüktür.
ABD’de kömür üretimini kısıtlayan ya da ayarlayan unsur, kömür çıkarma zorluğu ya da çıkarma gücü değil; petrol, doğalgaz, beyaz kömür ve nükleer enerji bakımından da zengin olan bu ülkede, bu kaynakların rekabeti, zamanla değişen pazar şartlarıdır. Yani kömür üretim miktarını, talebin azlığı veya çokluğu ve dolayısıyla kömürün satış güçlüğü ve kolaylığı belirlemektedir. Bu nedenle ve zamanla değişen talep şartlarına bağlı olarak ABD’nin kömür üretimi yıllara göre büyük oranlarda azalıp çoğalmakta, istikrarsız bir görünüm sunmaktadır.
Gerçekten daha 20. yüzyılın başlarında, Birinci Dünya Savaşı öncesinde, 1913 yılında 517 milyon tona yükselen ABD’nin maden kömürü üretimi, bu savaştan sonra artan talep nedeniyle daha da yükselerek 1920’de 597 milyon tana çıkmıştır. Fakat “dünya ekonomik bunalımı” yıllarında, 1932’de 326 milyon tona düştükten sonra, İkinci Dünya Savaşı ve savaşı izleyen yıllarda ihtiyaç ve talebin artmasıyla üretim yeniden yükselerek, 1944’de 617 milyon ton, 1947’de ise 630 milyon tona kadar çıkmıştır. Bundan sonra diğer enerji kaynaklarının rekabeti karşısında üretim bir kez daha azalarak, 1953’te 430 milyon tona, 1960’ta 391 milyon tona inmiştir. Ancak sonraki yıllarda termik santrallerin artan talebinden dolayı üretim yeniden yükselmeye başlamış, 1970’li yıllardaki petrol krizi nedeniyle üretim miktarı iyice artmıştır.
ABD bu üretim düzeyi ile 1990’lı yıllara kadar dünya maden kömürü üretiminde hep en ön sırada yer almıştır. Ancak söz konusu yıllardan itibaren üretimde büyük artış gösteren Çin’in gerisine düşmüştür. Günümüzde de üretim miktarı bakımından Çin’in gerisinde bulunmaktadır. Ancak dünya kömür ticaretinde yaklaşık 200 milyon ton ihracatla en büyük paya sahiptir.
ABD’de kömür havzalarına çeşitli kesimlerde rastlanmakta ise de, üretim esas olarak ülkenin doğusunda Hersinien kıvrımları sistemine dahil Appalachian (Apalaş) dağları boyunca uzanan Appalachian kömür havzasında ve bu havzanın hemen batısında yer alan “İç Doğu” havzalar grubunda toplanmış bulunmaktadır. Büyük Appalachian havzası ve İç Doğu havzaları grubu, ABD maden kömürü üretiminin % 95’ini karşılamaktadır ki bunun da beşte dördünü tek başına Appalachian kömür havzası üretmektedir.
APPALACHİAN (APALAŞ) HAVZASI (DOĞU HAVZALARI)
Appalachian kömür havzası kapladığı alan, rezerv ve yılda elde edilen kömür üretimi bakımından olduğu kadar, çıkarılan kömürlerin yüksek kalitesi bakımından da ABD’nin en önemli maden kömürü havzasıdır. Sade bir tektonik, kömür tabakalarının yüzeye yakın oluşu, kalınlığı ve devamlılığı sayesinde kömür çıkarmada gösterdiği kolaylık ve çok elverişli coğrafi konumu ilde de Appalachian kömür havzası ayrı bir önem taşımaktadır.
Appalachian kömür havzası çok geniş bir alan kaplar. Havza kuzeyde Pensilvanya’nın kuzeybatısında başlar ve hemen hemen kesintisi olarak 1.300 km’lik bir hat üzerinde güneyde Alabama’ya kadar uzanır. Appalachian havzası kuzeyde daha geniştir; kuzeydeki genişliği 290 kilometreyi bulur. Havza güneye doğru gittikçe daralarak genişliği 32 km’ye kadar iner, fakat daha güneyde yeniden genişler ve Alabama’da genişlik 128 km’ye varır. Böylece Appalachian kömür havzasının yüzölçümü 181.000 kilometre kareyi bulmaktadır. Bu havza sadece Kuzey Amerika’nın değil dünyanın en önemli kömür havzasıdır.
Appalachian kömür havzası başlıca iki tâli (alt) havzaya ayrılır. 1) Pensilvanya’nın kuzeydoğusunda küçük bir saha kaplayan antrasit havzası 2) Pensilvanya’nın kuzeybatısından başlayarak Alabama’nın kuzeybatısına kadar uzanan asıl büyük maden kömürü veya bitümlü kömürler havzası.
Antrasit Havzası: Pensilvanya’nın kuzeydoğusunda, Appalachian dağlık bölgesinin en kıvrımlı yerinde bulunmaktadır. Daha batıda aşağı yukarı yatay olarak devam eden Karbon devrine ait bitümlü kömür tabakaları, burada kıvrılma ve kırılmalara uğramış ve orojenik sıkışmalar sonucunda maden kömürü bir metomorfizma başlangıcı geçirerek uçucu unsurları azalmış ve antrasit haline gelmiştir. Bu havzadan çıkarılan antrasit karbon bakımından çok zengin olup hemen hemen alevsiz ve dumansız yanar ve çok yüksek ısı yayar. Fakat yapı karışık ve kömür tabakaları derinde olduğu için işletme güç ve masraflıdır.
Bu havza Kuzey Amerika’nın tek antrasit havzası olup, kıtanın bilinen bütün antrasit rezervini içermektedir. Çıkarılan antrasitin büyük kısmı ABD’nin kuzeydoğu eyaletlerinde ısıtma amaçlı kullanılmakta, küçük bir kısmı da yine meskenlerin ısıtılmasında kullanılmak üzere demiryolları ve Büyük Göller yoluyla Amerika’nın batısına gönderilmektedir.
Başlangıçta bu antrasit ABD’de büyük sanayinin başlıca yakıtıydı ve 1860 yılında çıkarılan maden kömürünün yarısından fazlasını oluşturuyordu. Ancak çıkarılma maliyeti yüzünden sanayide kullanılamayacak kadar pahalı olduğundan, daha sonra meskenlerin ısıtılmasında kullanılmaya başlanmıştır.
Appalachian Bölgesinin Bitümlü Kömürler Havzası
Antrasit havzasına oranla çok daha geniş bir alan kaplamaktadır. Bu havza, yukarıda da ifade edildiği gibi, kuzeyde Pensilvanya’nın kuzeybatısında başlar ve 1.300 km’lik bir mesafe üzerinde hemen hemen hiç kesintiye uğramadan güneyde Alabama’nın kuzeybatısına kadar uzanır. Appalachian bölgesinin bitümlü kömürler havzası, asıl kıvrımlı bölgenin batısında bulunmaktadır. Arazi burada kıvrımlara uğramamıştır; bölgenin sonradan yükselmesi tabakaları biraz deformasyonlara uğratmış ise de, bu deformasyonlar çok hafif olup, kömür tabakaları aşağı yukarı yatay veya hafifçe eğimli, düzenli, kesintisiz ve sonsuz gibidir. Örneğin, Pensilvanya’nın meşhur Pittsburgh damarı 80 km’lik bir uzunluk ve genişlik üzerinde yayılmaktadır. Yalnız bu tabakanın maden kömürü rezervi 10 milyar ton olarak tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan, Appalachian bitümlü kömür havzasında kömür tabakaları fazla derin değildir. Bölgenin yükselmesi sonucunda vadilerini derinleştirmiş olan akarsular platoyu parçalamışlar ve kömür tabakalarını vadilerin yamaçlarında ortaya çıkarmışlardır. Bu durum Appalachian havzasında işletmeyi çok kolaylaştırmıştır. Yeni ocaklar çok kolaylıkla açılıyor; sonuçta yapılan iş vadi yamaçlarında yüzeye çıkan kömür tabakaları boyunca galeriler açmaktan ibarettir. Çıkarılan kömür nehirlerin ulaşıma uygun olduğu kesimlerde gemilerle, uygun olmadığı kesimlerde ise vadileri takip eden demiryolu vagonlarıyla sanayi bölgelerine taşınmaktadır.
ABD’deki işçi ücretleri diğer ülkelere göre daha yüksek olmasına karşın, havzanın bu elverişli çıkarma koşulları nedeniyle, kömür daha ucuza mal edilmektedir.
Appalachian kömür havzasında işletmeyi kolaylaştıran bir diğer durum da kömür tabakalarının kalınlığı ve devamlılığıdır. Bu sayede Appalachian havzasında kömür çıkarmada geniş ölçüde makine kullanma imkanı doğmaktadır ki, bu imkan bazı Avrupa kömür havzalarında, örneğin Belçika ve Fransa havzalarında, son derece azalmaktadır. Kömür çıkarımında makine kullanımının başlıca faydası işçi başına düşen verimin artması ve böylece az işçi ile çok iş görmek imkanıdır ki, işçi ücretlerinin yüksek olduğu ABD için bunun ayrı bir önemi vardır. Amerika’da kömür işçisinin ortalama verimi Fransız veya Belçika işçisinin veriminden birkaç kat fazladır.
Appalachian kömür havzasında sanayinin aradığı bütün maden kömürü çeşitleri mevcuttur. Havzada fabrikalarda yakıt olarak kullanılan kuru ve yarı kuru maden kömürleri, metalurji koku üretimine elverişli yağlı ve yarı yağlı kömürler, gaz kömürleri; kısaca sanayinin aradığı her çeşit maden kömürü bu havzada yer almış bulunmaktadır.
Büyük Appalachian bitümlü kömür havzasının işletilmesi, antrasit havzasından sonra başlamıştır. İlk işletme 19. yüzyılın ilk yarısında başlamış ise de, asıl gelişme yüzyılın sonlarına doğrudur. Bu tarihte havza birçok demiryoluyla Atlas Okyanusu limanlarına ve Amerika’nın büyük sanayi bölgelerine bağlanmıştır. Denilebilir ki; Appalachian bitümlü kömür havzasının işletilmesi, ABD’de büyük sanayinin ve ulaşımın gelişimiyle beraber gelişmiş ve bu sanayinin gelişimini adım adım izlemiştir. Appalachian kömür havzası rekabet halinde bulunan büyük küçük yaklaşık 8000 kadar kömür şirketi tarafından işletilmektedir. Rekabet koşulları nedeniyle havzanın bütün kömür damarları değil, en kalın, en zengin, işletilmesi en kolay ve en verimli tabaklar kullanılmaktadır. Bu bakımdan ABD’de biraz hoyratça kullanılan bu işletmelerle, Avrupa’da büyük özenler ve en küçük damarlardan faydalanmak amacıyla yapılan işletmeler arasındaki farkı önemle göz önünde bulundurmak lazımdır. Hemen her aşamadaki bolluk gibi maden kömürü bolluğu da Amerikalıları bir tür israfa yöneltmiştir. Ancak kömür rezervleri çok zengin olduğu için bu israf Amerikalıları çok fazla düşündürmemektedir.
ABD’deki diğer kömür havzaları Appalachian havzası derecesinde önemli değildir. Bu havzalar iç havzalar, Kayalık Dağlar havzaları, Büyük Okyanus havzaları ve Körfez Havzaları olmak üzere alt gruplara ayrılabilir.
İç Havzalar:
Bu havzalar ABD’nin iç ova ve platolarında bulunmaktadır. Bunlar 1) İç Doğu Havzalar 2) İç Batı Havzalar 3) İç Güneybatı Havzalar 4)İç Kuzey Havzasıdır.
İç havzalar içinde en önemlisi İç Doğu Havzalardır. Normal zamanlarda havzanın kömür üretimi 80 milyon ton kadardır. Fakat bu kömürler aşağı kalitede olduklarından, kok üretimine ve demir-çelik sanayiine elverişli değildirler; daha çok yerel ihtiyaçların karşılanmasında ve termik santrallerde kullanılırlar. Havzada kömür tabakaları yüzeye çok yakın olup aşağı yukarı yatay tabakalar halindedirler.
İç Doğu Havzalar dışındaki diğer iç havzalarda da kömür tabakaları uygun işletme koşullarında sahip olmasına karşın, kalitelerinin nispeten düşük olmasından dolayı üretim düşük düzeylerde kalmaktadır.
Kayalık Dağlar ve Büyük Okyanus Kömür Havzaları
Bu geniş bölgelerin çeşitli noktalarında serpilmiş halde küçük ve dağınık birtakım kömür havzalarına rastlanmaktadır. Fakat bu havzaların kömür üretimleri toplamı nispeten çok azdır. Bununla birlikte, Kayalık Dağların Büyük Okyanusa kadar uzanan ülkenin bu geniş bölgesinin doğudaki büyük havzalardan uzaklığı dolayısıyla, bu havzalar lokal bir önem taşır.
ABD’de yukarıda değinilen havzalardan başka, büyük ovalar bölgesinde, Meksika Körfezi çevresinde ve Kayalık Dağlar bölgesinde geniş alanlar kaplayan ve büyük rezervler içeren linyit havzaları da vardır. Ancak ABD, maden kömürü ve diğer kaynaklar bakımından zengin olduğu için, geniş ve zengin linyit havzaları henüz fazla işletilmemektedir.
Amerika’da çıkarılan maden kömürü halen en çok demir ve çelik sanayii, havagazı ve kimya sanayii, ısıtma işleri ve bugün en büyük tüketim alanını meydana getiren termik santrallerde kullanılmaktadır. Üretilen kömürün bir kısmı ise ihraç edilmektedir.
Geri: Dünya Kömür Havzaları Ve Kömür Üretimi
KANADA
Kuzey Amerika’da ABD’nin yanında kömür rezervi ve üretimi bakımından Kanada’nın önemi azdır.
Kanada’da işletilen en önemli maden kömürü havzaları, ülkenin güneydoğusunda, bir yarımada şeklinde çıkıntı yapan Yeni İskoçya havzalarıdır. Yeni İskoçya’da beş ayrı kömür havzası vardır ki bunlardan en önemlisi Sidney havzasıdır. Diğer havzaların kömür kalitesi linyite yakın olduğundan ve ayrıca tüketim merkezlerine uzakta bulunduklarından henüz tam olarak işletilmemektedirler.
AVRUPA ÜLKELERİNDE KÖMÜR ÜRETİMİ
Dünya kömür rezervlerinin % 32’sini barındıran Avrupa-Asya, üretimin yaklaşık % 20’sini karşılamaktadır. Ancak Avrupa’nın dünya üretimdeki asıl payı linyittedir ve dünya linyit üretiminin yaklaşık dörtte üçünü Avrupa ülkeleri gerçekleştirmektedir.
Avrupa’nın büyük kömür havzaları, Hersinien dağlarının kuzey ve güney eteklerinde, batı-doğu ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. Avrupa’daki kömür havzaları, kuzeybatıda İngiltere’de başlayarak, kıtada Fransa ve Belçika’da Fransa-Belçika havzası, Hollanda’da Limburg havzaları, Almanya’da Saar ve Ruhr havzaları, Saksonya havzaları, Polonya’da Silezya havzası, Çek cumhuriyetinde Bohemya havzalarından geçerek Ukrayna’da Donetz (Donbass) havzasında sınırlanır.
Hersinien sıradağlarının kuzey ve güney eteklerinde sıralanan bu havzalar Avrupa’nın en büyük, en zengin, en verimli ve en eskiden beri işletilen kömür havzalarıdır. Bu havzalar üzerinde ya da bunların hemen dolaylarında Avrupa’nın en büyük sanayi merkezleri ve en büyük nüfus toplulukları yerleşmiş durumdadır. Bu nedenle kömür kuşağı Avrupa’nın en kalabalık nüfus şeridine, en canlı hayat ve faaliyet alanına ve en büyük güç eksenine karşılık gelir.
Hersinien kuşağı dışında kalan ve Arkeen araziden oluşan Avrupa’nın kuzey kısmı ve Alp kıvrımları sistemine giren güney kısmı maden kömüründen yoksun ya da kömürce çok fakirdir.
İNGİLTERE
Coğrafi dağılış yönünden Büyük Britanya kömür havzalarını başlıca dört grupta incelemek mümkündür. 1- İskoçya kömür havzaları 2- Pennine (Penin) dağları kömür havzaları 3- Galler’in güneyindeki kömür havzaları 4- Doğu kent kömür havzaları
Büyük Britanya’nın kömür üretim ve ticareti giderek eski önemini kaybetmektedir. Ancak sahip olduğu kömür rezervlerinin coğrafi özellikleri nedeniyle İngiltere, diğer Avrupa ülkeleri içinde önemli bir avantaja sahip olmuş ve bu nedenle sanayileşmesini daha önce gerçekleştirmiştir. Bu ülke kömür havzalarının sahip olduğu avantajlar birkaç grup altında toplanabilir:
1- Ülke kömür havzaları hem birbirlerine yakın hem de kıyılara çok yakındır. Bu avantaj işletilmelerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Örneğin ülkenin hiçbir bölümü, kömür havzalarından 150 km daha uzakta değildir.
2- Büyük Britanya’daki kömür havzaları, kömür üretici hiçbir ülkede olmadığı kadar geniş alanlara yayılmıştır. Ülke topraklarının yaklaşık % 10’u kömür yataklarıyla kaplıdır. Gerçekten de ülkede kömür bulunmayan toprak yok gibidir.
3- Jeolojik ve morfolojik yapısının sağladığı avantajlar dolayısıyla, ülke kömür yatakları ekonomik işletme şartları sunar. Kömür damarları kalın, devamlılık gösteren, verimi yüksek ve işletilmesi kolay yataklarda yer almışlardır.
4- Kömür havzaları hem tüketim merkezlerine (her biri birer büyük sanayi kuşağı durumundadır) ve hem de kıyılara çok yakındır. Aynı zamanda ülke topografyasının ırmak taşımacılığına uygun olması kömür taşınmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca ülkede bir kanal taşımacılığı sistemi oluşturulmuştur.
5- Denizyolu, demiryolu ve kanal taşımacılığından yararlanılarak, ülke içi ve uluslararası kömür ticareti eskiden beri avantajlı bir ekonomik faaliyet olmuştur.
İngiltere’nin kömür rezervleri geçmiş yıllara göre oldukça azalmıştır. Çıkarılabilir toplam rezervi 2.2 milyar ton olan İngiltere’de rezervlerin 140-190 milyar tonu bulduğunu ileri süren görüşler de vardır. Ülkenin kömür üretimi geçmiş yıllara göre oldukça gerilemiştir.
Aslında İngiliz ekonomisinde kömürün rolü çok erkenden, buhar ve makine devrinden önce başlamıştır. Daha 1660’lı yıllarda Büyük Britanya yılda 3 milyon tondan fazla maden kömürü çıkarıyor ve tüketiyordu. İngiltere bu kömürü ısıtma işlerinde, demir sanayiinde, boya fabrikalarında, tuğla, kiremit ve kireç ocaklarında kullanıyordu. Fakat İngiltere ekonomisinde maden kömürünün asıl büyük rolü buhar makineleri ortaya çıktıktan sonra başlamıştır. Bu tarihten sonra Büyük Britanya’nın kömür üretimi büyük ölçülerde durmadan artmıştır. İngiltere’nin kömür üretimi 1660’ta 2.1 milyon ton, 1700’de 2.6 milyon ton, 1800’de 10 milyon ton, 1900’de 190 milyon ton, Birinci Dünya savaşı öncesinde en yüksek seviyesine ulaşarak 287 milyon tona çıkmıştır. Fakat o tarihten itibaren ülkenin kömür üretimi yavaş bir azalma göstermiş, 1995’te 51.3 milyon tona 2005’te ise 25 milyon tona (1800’lü yılların ilk yarısındaki seviyesine) düşmüştür.
Yıllık üretimdeki oransal azalma yanında, zamanla iç talebin artış göstermesi, kömür ihracatı konunda ülkenin eski önemini yitirmesine neden olmuştur. Örneğin Birinci Dünya Savaşı öncesinde dünya pazarlarına çıkarılan taşkömürü 90-100 milyon tonu buluyor ve bunun %75-80’ini sadece Büyük Britanya gerçekleştiriyordu. Bu ülke II. Dünya Savaşı öncesinde de dünya kömür ticaretinin en büyük ortağı idi. Ancak üretimin giderek azalması yanında ABD, Avustralya ve Polonya gibi yeni ihracatçı ülkelerin piyasalarda yerlerini almaları, ülkenin kömür üretimini giderek sarsmıştır.
KUZEYBATI AVRUPA
İngiltere’den başka kuzeybatı Avrupa’nın maden kömürü üreten ülkeleri (Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda) Lüksemburg ve İtalya’yı da aralarına alarak 1952 “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”nu kurmuşlardır. Bu topluluk 1957’de Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında bir ortak pazara dönüşmüş, sonraki yıllarda “Avrupa Topluluğu” ve son olarak da günümüzde 27 üye ülkeden oluşan “Avrupa Birliği” ismini almıştır.
Kuzeybatı Avrupa’nın başlıca maden kömürü havzaları, İngiltere havzalarının kıtadaki uzantısı üzerinde, Hersinien dağlarının eteklerinde yer almaktadır. Ancak söz konusu ülkeler günümüzde gerek rezervler gerekse üretim miktarları bakımından dünyada oldukça geri planda kalmışlardır.
Bu ülkelerde yer alan havzalardaki verim düşüklüğü ve işletme güçlüğü nedeniyle üretilen kömürün maliyeti oldukça yüksektir. Bunun yanı sıra rezervlerin de iyice azalması üretimin düşmesinde etkili olmuştur. Burada çıkarılan kömürün maliyeti ithal edilen kömürden birkaç kat fazla olduğu için ihtiyaç duyulan kömür genelde dışarıdan alınmaktadır. Ayrıca diğer enerji kaynaklarına yönelme de yine üretimin azalmasında etkili olmuştur.
ALMANYA
Almanya’da maden kömürü rezervleri zengin olmamasına karşın, yaklaşık 50 milyon ton maden kömürü üretimiyle dünya maden kömürü üretiminin % 1’inden fazlasını karşılamaktadır.
Geçmişte Batı Avrupa’daki en önemli kömür rezervi ve üretimine sahip olan Almanya’daki en önemli rezervler Ruhr kömür havzasında yer almaktaydı. Ancak bu havzadaki rezervler günümüzde azalmıştır ve mevcut kömürler daha derinlerden çıkarılmaktadır. Ülke elde ettiği kömürün tamamına yakınını bu havzadan sağlamaktadır. Rezervler azalana kadar Ruhr veya Westphalia havzası, kömür üretimiyle, sadece Almanya’nın değil bütün kuzeybatı Avrupa’nın en büyük kömür havzasıydı.
Ruhr kömür havzası Avrupa’da sanayi devriminin ilk başladığı yerlerden biridir. Gerçekten de sahada 1850’li yıllarda demir-çelik fabrikalarıyla bunlara kok üreten fabrikalar kurulmuştu. 1855’ te sahada 20’nin üzerinde kok fabrikası vardı. Zaten bugün de Duisburg-Essen-Bochum-Dortmund hattı ile Bonn-Köln-Leverkusen-Dusseldorf hatları ve çevreleri sadece Almanya’nın değil Avrupa’nın en büyük sanayi bölgesi durumundadır.
Ruhr kömür havzasının yüzölçümü 4.000 kilometrekare kadardır. Havzanın güney sınırını kabaca Ren nehrinin bir kolu olan Ruhr nehrinin aşağı yatağı çizmektedir. Bu havzanın maden kömürü oluşumu karbon devrine aittir. Havzada kuzeye doğru ilerledikçe yataklar derinleşmektedir. Ruhr nehri boyunca yüzeye yakın olan tabakalar en kuzeyde 1.500 metre derinliği bulmaktadır. Buradaki kömür işletmeciliği özel sektör tarafından yapılmaktadır. Bu şirketler kömür işletmesi yanında demir ve çelik sanayii başta olmak üzere, diğer sanayi kollarına da el atarak, daha 19.yy sonlarında ticari karteller yaratmışlardı.
Ruhr kömür havzası Almanya’nın en büyük, en yoğun ve en çeşitli sanayi bölgesidir. Bu çeşitli sanayi arasında, ağır ve hafif metalurji, dokuma sanayii ve kimya sanayii önde gelmektedir.
Ruhr havzası sadece çevresindeki sanayi merkezlerini değil Almanya’nın diğer bölgelerini de besliyor, elde edilen kömürün bir kısmı da diğer ülkelere ihraç ediliyordu. Açılan kanallar yardımıyla, zaten rejimi düzenli olan Ren ırmağı üzerinden Hollanda’nın Roterdam ve Almanya’nın Münster kenti üzerinden bu kömür havzası Kuzey denizine bağlanmış böylece ihracat imkanları artmıştır. Ancak günümüzde ülkenin maden kömürü üretimi iç tüketimi dahi karşılamadığından dışarıdan kömür satın almaktadır.
Ruhr havzası II. dünya savaşı sırasında Amerikan ve İngiliz kuvvetleri tarafından ilk işgale uğrayan yerlerdir. Ruhr havzasının önemi günümüzde de devam etmektedir ve Almanya’nın can damarıdır.
Almanya’daki bir diğer havza olan Saar havzası Fransa sınırında bulunmaktadır. Bu havza II. Dünya Savaşından sonra bir süre Fransa’nın elinde kaldıktan sonra 1957 yılında Almanya’ya geri verilmiştir. Bu havzadaki kömür üretimi günümüzde iyice azalmıştır.
Almanya’nın Linyit Rezervleri
Almanya sadece taşkömürü bakımından değil, aynı zamanda linyit bakımından da zengin bir ülkedir. İki Almanya birleştikten (1990) sonra, Batı Almanya’nın rezervlerinin yanına Doğu Almanya’nın dev linyit rezervleri de eklenmiş ve ülke yılda yaklaşık 200 milyon tonluk bir üretim kapasitesine kavuşmuştur. Almanya günümüzde dünya linyit üretiminin % 23’ünü gerçekleştirir ve bu bakımdan ilk sırada bulunmaktadır.
Kuzey Amerika’da ABD’nin yanında kömür rezervi ve üretimi bakımından Kanada’nın önemi azdır.
Kanada’da işletilen en önemli maden kömürü havzaları, ülkenin güneydoğusunda, bir yarımada şeklinde çıkıntı yapan Yeni İskoçya havzalarıdır. Yeni İskoçya’da beş ayrı kömür havzası vardır ki bunlardan en önemlisi Sidney havzasıdır. Diğer havzaların kömür kalitesi linyite yakın olduğundan ve ayrıca tüketim merkezlerine uzakta bulunduklarından henüz tam olarak işletilmemektedirler.
AVRUPA ÜLKELERİNDE KÖMÜR ÜRETİMİ
Dünya kömür rezervlerinin % 32’sini barındıran Avrupa-Asya, üretimin yaklaşık % 20’sini karşılamaktadır. Ancak Avrupa’nın dünya üretimdeki asıl payı linyittedir ve dünya linyit üretiminin yaklaşık dörtte üçünü Avrupa ülkeleri gerçekleştirmektedir.
Avrupa’nın büyük kömür havzaları, Hersinien dağlarının kuzey ve güney eteklerinde, batı-doğu ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. Avrupa’daki kömür havzaları, kuzeybatıda İngiltere’de başlayarak, kıtada Fransa ve Belçika’da Fransa-Belçika havzası, Hollanda’da Limburg havzaları, Almanya’da Saar ve Ruhr havzaları, Saksonya havzaları, Polonya’da Silezya havzası, Çek cumhuriyetinde Bohemya havzalarından geçerek Ukrayna’da Donetz (Donbass) havzasında sınırlanır.
Hersinien sıradağlarının kuzey ve güney eteklerinde sıralanan bu havzalar Avrupa’nın en büyük, en zengin, en verimli ve en eskiden beri işletilen kömür havzalarıdır. Bu havzalar üzerinde ya da bunların hemen dolaylarında Avrupa’nın en büyük sanayi merkezleri ve en büyük nüfus toplulukları yerleşmiş durumdadır. Bu nedenle kömür kuşağı Avrupa’nın en kalabalık nüfus şeridine, en canlı hayat ve faaliyet alanına ve en büyük güç eksenine karşılık gelir.
Hersinien kuşağı dışında kalan ve Arkeen araziden oluşan Avrupa’nın kuzey kısmı ve Alp kıvrımları sistemine giren güney kısmı maden kömüründen yoksun ya da kömürce çok fakirdir.
İNGİLTERE
Coğrafi dağılış yönünden Büyük Britanya kömür havzalarını başlıca dört grupta incelemek mümkündür. 1- İskoçya kömür havzaları 2- Pennine (Penin) dağları kömür havzaları 3- Galler’in güneyindeki kömür havzaları 4- Doğu kent kömür havzaları
Büyük Britanya’nın kömür üretim ve ticareti giderek eski önemini kaybetmektedir. Ancak sahip olduğu kömür rezervlerinin coğrafi özellikleri nedeniyle İngiltere, diğer Avrupa ülkeleri içinde önemli bir avantaja sahip olmuş ve bu nedenle sanayileşmesini daha önce gerçekleştirmiştir. Bu ülke kömür havzalarının sahip olduğu avantajlar birkaç grup altında toplanabilir:
1- Ülke kömür havzaları hem birbirlerine yakın hem de kıyılara çok yakındır. Bu avantaj işletilmelerini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Örneğin ülkenin hiçbir bölümü, kömür havzalarından 150 km daha uzakta değildir.
2- Büyük Britanya’daki kömür havzaları, kömür üretici hiçbir ülkede olmadığı kadar geniş alanlara yayılmıştır. Ülke topraklarının yaklaşık % 10’u kömür yataklarıyla kaplıdır. Gerçekten de ülkede kömür bulunmayan toprak yok gibidir.
3- Jeolojik ve morfolojik yapısının sağladığı avantajlar dolayısıyla, ülke kömür yatakları ekonomik işletme şartları sunar. Kömür damarları kalın, devamlılık gösteren, verimi yüksek ve işletilmesi kolay yataklarda yer almışlardır.
4- Kömür havzaları hem tüketim merkezlerine (her biri birer büyük sanayi kuşağı durumundadır) ve hem de kıyılara çok yakındır. Aynı zamanda ülke topografyasının ırmak taşımacılığına uygun olması kömür taşınmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrıca ülkede bir kanal taşımacılığı sistemi oluşturulmuştur.
5- Denizyolu, demiryolu ve kanal taşımacılığından yararlanılarak, ülke içi ve uluslararası kömür ticareti eskiden beri avantajlı bir ekonomik faaliyet olmuştur.
İngiltere’nin kömür rezervleri geçmiş yıllara göre oldukça azalmıştır. Çıkarılabilir toplam rezervi 2.2 milyar ton olan İngiltere’de rezervlerin 140-190 milyar tonu bulduğunu ileri süren görüşler de vardır. Ülkenin kömür üretimi geçmiş yıllara göre oldukça gerilemiştir.
Aslında İngiliz ekonomisinde kömürün rolü çok erkenden, buhar ve makine devrinden önce başlamıştır. Daha 1660’lı yıllarda Büyük Britanya yılda 3 milyon tondan fazla maden kömürü çıkarıyor ve tüketiyordu. İngiltere bu kömürü ısıtma işlerinde, demir sanayiinde, boya fabrikalarında, tuğla, kiremit ve kireç ocaklarında kullanıyordu. Fakat İngiltere ekonomisinde maden kömürünün asıl büyük rolü buhar makineleri ortaya çıktıktan sonra başlamıştır. Bu tarihten sonra Büyük Britanya’nın kömür üretimi büyük ölçülerde durmadan artmıştır. İngiltere’nin kömür üretimi 1660’ta 2.1 milyon ton, 1700’de 2.6 milyon ton, 1800’de 10 milyon ton, 1900’de 190 milyon ton, Birinci Dünya savaşı öncesinde en yüksek seviyesine ulaşarak 287 milyon tona çıkmıştır. Fakat o tarihten itibaren ülkenin kömür üretimi yavaş bir azalma göstermiş, 1995’te 51.3 milyon tona 2005’te ise 25 milyon tona (1800’lü yılların ilk yarısındaki seviyesine) düşmüştür.
Yıllık üretimdeki oransal azalma yanında, zamanla iç talebin artış göstermesi, kömür ihracatı konunda ülkenin eski önemini yitirmesine neden olmuştur. Örneğin Birinci Dünya Savaşı öncesinde dünya pazarlarına çıkarılan taşkömürü 90-100 milyon tonu buluyor ve bunun %75-80’ini sadece Büyük Britanya gerçekleştiriyordu. Bu ülke II. Dünya Savaşı öncesinde de dünya kömür ticaretinin en büyük ortağı idi. Ancak üretimin giderek azalması yanında ABD, Avustralya ve Polonya gibi yeni ihracatçı ülkelerin piyasalarda yerlerini almaları, ülkenin kömür üretimini giderek sarsmıştır.
KUZEYBATI AVRUPA
İngiltere’den başka kuzeybatı Avrupa’nın maden kömürü üreten ülkeleri (Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda) Lüksemburg ve İtalya’yı da aralarına alarak 1952 “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”nu kurmuşlardır. Bu topluluk 1957’de Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında bir ortak pazara dönüşmüş, sonraki yıllarda “Avrupa Topluluğu” ve son olarak da günümüzde 27 üye ülkeden oluşan “Avrupa Birliği” ismini almıştır.
Kuzeybatı Avrupa’nın başlıca maden kömürü havzaları, İngiltere havzalarının kıtadaki uzantısı üzerinde, Hersinien dağlarının eteklerinde yer almaktadır. Ancak söz konusu ülkeler günümüzde gerek rezervler gerekse üretim miktarları bakımından dünyada oldukça geri planda kalmışlardır.
Bu ülkelerde yer alan havzalardaki verim düşüklüğü ve işletme güçlüğü nedeniyle üretilen kömürün maliyeti oldukça yüksektir. Bunun yanı sıra rezervlerin de iyice azalması üretimin düşmesinde etkili olmuştur. Burada çıkarılan kömürün maliyeti ithal edilen kömürden birkaç kat fazla olduğu için ihtiyaç duyulan kömür genelde dışarıdan alınmaktadır. Ayrıca diğer enerji kaynaklarına yönelme de yine üretimin azalmasında etkili olmuştur.
ALMANYA
Almanya’da maden kömürü rezervleri zengin olmamasına karşın, yaklaşık 50 milyon ton maden kömürü üretimiyle dünya maden kömürü üretiminin % 1’inden fazlasını karşılamaktadır.
Geçmişte Batı Avrupa’daki en önemli kömür rezervi ve üretimine sahip olan Almanya’daki en önemli rezervler Ruhr kömür havzasında yer almaktaydı. Ancak bu havzadaki rezervler günümüzde azalmıştır ve mevcut kömürler daha derinlerden çıkarılmaktadır. Ülke elde ettiği kömürün tamamına yakınını bu havzadan sağlamaktadır. Rezervler azalana kadar Ruhr veya Westphalia havzası, kömür üretimiyle, sadece Almanya’nın değil bütün kuzeybatı Avrupa’nın en büyük kömür havzasıydı.
Ruhr kömür havzası Avrupa’da sanayi devriminin ilk başladığı yerlerden biridir. Gerçekten de sahada 1850’li yıllarda demir-çelik fabrikalarıyla bunlara kok üreten fabrikalar kurulmuştu. 1855’ te sahada 20’nin üzerinde kok fabrikası vardı. Zaten bugün de Duisburg-Essen-Bochum-Dortmund hattı ile Bonn-Köln-Leverkusen-Dusseldorf hatları ve çevreleri sadece Almanya’nın değil Avrupa’nın en büyük sanayi bölgesi durumundadır.
Ruhr kömür havzasının yüzölçümü 4.000 kilometrekare kadardır. Havzanın güney sınırını kabaca Ren nehrinin bir kolu olan Ruhr nehrinin aşağı yatağı çizmektedir. Bu havzanın maden kömürü oluşumu karbon devrine aittir. Havzada kuzeye doğru ilerledikçe yataklar derinleşmektedir. Ruhr nehri boyunca yüzeye yakın olan tabakalar en kuzeyde 1.500 metre derinliği bulmaktadır. Buradaki kömür işletmeciliği özel sektör tarafından yapılmaktadır. Bu şirketler kömür işletmesi yanında demir ve çelik sanayii başta olmak üzere, diğer sanayi kollarına da el atarak, daha 19.yy sonlarında ticari karteller yaratmışlardı.
Ruhr kömür havzası Almanya’nın en büyük, en yoğun ve en çeşitli sanayi bölgesidir. Bu çeşitli sanayi arasında, ağır ve hafif metalurji, dokuma sanayii ve kimya sanayii önde gelmektedir.
Ruhr havzası sadece çevresindeki sanayi merkezlerini değil Almanya’nın diğer bölgelerini de besliyor, elde edilen kömürün bir kısmı da diğer ülkelere ihraç ediliyordu. Açılan kanallar yardımıyla, zaten rejimi düzenli olan Ren ırmağı üzerinden Hollanda’nın Roterdam ve Almanya’nın Münster kenti üzerinden bu kömür havzası Kuzey denizine bağlanmış böylece ihracat imkanları artmıştır. Ancak günümüzde ülkenin maden kömürü üretimi iç tüketimi dahi karşılamadığından dışarıdan kömür satın almaktadır.
Ruhr havzası II. dünya savaşı sırasında Amerikan ve İngiliz kuvvetleri tarafından ilk işgale uğrayan yerlerdir. Ruhr havzasının önemi günümüzde de devam etmektedir ve Almanya’nın can damarıdır.
Almanya’daki bir diğer havza olan Saar havzası Fransa sınırında bulunmaktadır. Bu havza II. Dünya Savaşından sonra bir süre Fransa’nın elinde kaldıktan sonra 1957 yılında Almanya’ya geri verilmiştir. Bu havzadaki kömür üretimi günümüzde iyice azalmıştır.
Almanya’nın Linyit Rezervleri
Almanya sadece taşkömürü bakımından değil, aynı zamanda linyit bakımından da zengin bir ülkedir. İki Almanya birleştikten (1990) sonra, Batı Almanya’nın rezervlerinin yanına Doğu Almanya’nın dev linyit rezervleri de eklenmiş ve ülke yılda yaklaşık 200 milyon tonluk bir üretim kapasitesine kavuşmuştur. Almanya günümüzde dünya linyit üretiminin % 23’ünü gerçekleştirir ve bu bakımdan ilk sırada bulunmaktadır.
Geri: Dünya Kömür Havzaları Ve Kömür Üretimi
UKRAYNA
Ukrayna yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Tarıma çok uygun topraklarından dolayı, arazisinin %65’inden fazlası tarıma açılmıştır. Yeraltı kaynakları konusunda en zengin olduğu madenler demir cevheri ve kömürdür. Ukrayna, 16 milyar tonun üzerinde maden kömürü rezervleriyle, dünyadaki rezervlerin yaklaşık %3’ne sahiptir. Ukrayna maden kömürü ve linyit rezervleriyle Avrupa’nın Rusya’dan sonra en zengin ülkesidir. Ülkedeki yıllık maden kömürü üretimi ise 80 milyon ton civarındadır. Bu üretim miktarıyla Avrupa’da Rusya ve Polonya’dan sonra üçüncüdür.
Ülkedeki en önemli kömür havzası Donbass (Donets) havzasıdır. Bu havza Don ırmağının kolu durumundaki Donec ırmağının aşağı yatağında oluşturduğu geniş bir büklümün güney ve güneybatısında kalır.
Havza doğu batı yönünde yaklaşık 300 km, kuzey güney yönünde 100 km genişliktedir. Havzadaki işletme bölgesinin alanı 23 bin kilometrekareyi aşar. Sahadaki kömürlerin çok büyük kısmı Karbonifer ve Permien dönemlere aittir. Rezervlerin yaklaşık yarısı antrasittir ve bu yönüyle Avrupa’nın en büyük antrasit rezerv alanı olarak bilinir. Havza Tersier’de orojenik hareketlere maruz kaldığından, bazı kesimlerinde kırılmalar meydana gelmiş ve kömür yatakları yer yer devamlılığını kaybetmiştir.
Havza’da yaklaşık 50 milyar tonu çıkarılabilir olmak üzere toplam 90-100 milyar tonluk bir rezerv olduğunu söyleyenler de vardır. Bu rezerviyle Donbass Avrupa’nın en büyük kömür havzası özelliğini gösterir. Zaten Ukrayna bağımsız olana kadar, Eski Sovyetler Birliği’nin en büyük havzası idi. Bugün havza alanının sadece % 15’lik kısmı Rusya Federasyonu’nda kalmıştır.
Donbass havzası kömür yatakları, 1700’lü yıllarda keşfedilmiştir. Ancak üretime başlanması 1869 yılında demiryolu hattının Moskova’dan buraya ulaştırılması ile olmuştur. Sibirya ve Urallarda zengin kömür yataklar işletmeye açılmış olmakla birlikte, Sovyetler Birliği 1990’lı yıllara kadar taşkömürü üretiminin % 30-35 gibi yüksek bir payını bu havzadan çıkarıyor ve havzanın yıllık kömür üretimi 150-200 milyon ton arasında değişiyordu.
Saha kömür rezervlerinden dolayı Avrupa’nın en büyük sanayi bölgelerinden biri durumundadır. Demir çelik sanayii başta olmak üzere birçok sanayi kolu gelişmiştir. Aynı şekilde sahanın yaklaşık 300 km batısında işletilmekte olan yine Avrupa’nın en büyük demir cevheri yataklarının da bulunması bu gelişmede önemli bir pay sahibidir. Bu iki havza birbirine demiryolu hatlarıyla bağlı olup, karşılıklı olarak kömür ve maden cevheri taşınmaktadır.
Ülkede aynı zamanda zengin linyit yatakları da bulunmaktadır. 18 Milyar tona yaklaşan rezerviyle dünya toplam linyit rezervlerinin % 4.2’sine sahiptir ve en fazla rezerve sahip olan 5. ülke durumundadır.
POLONYA
Polonya yaklaşık 14 milyar tonluk maden kömürü rezerviyle dünya maden kömürü rezervlerinde % 3’lük bir paya sahiptir. Ülkenin yıllık maden kömürü üretimi 140 milyon ton civarındadır ve Avrupa’da Rusya’dan sonra en fazla kömür üreten ülkedir. Polonya günümüzde dünyanın en önemli kömür ihracatçısı ülkelerinden biridir. İhracat İskandinav ülkeleri, İtalya ve diğer Güney Avrupa ülkelerine yapılmaktadır.
Ülkedeki kömür yatakları birbirinden uzakta bulunan iki havzada, Yukarı Silezya Havzası (Çekler buraya Ostrava adını verir), ve Aşağı Silezya Havzasında toplanmıştır.
Yukarı Silezya: Polonya’nın en büyük ve Avrupa’nın sayılı birkaç sanayi bölgelerinden biri olan bu saha, Polonya-Çek Cumhuriyeti sınırları boyunca uzanan Silezya platosunda yer alır. Karbonifer döneme ait olan bu havzada yataklar doğuya gittikçe II. zaman arazilerinin altına girer ve derinleşir.
Yeraltı kaynakları bakımından zengin olan bu saha, Avrupa’nın en büyük maden kömürü havzaları arasında yer almaktadır. Havza çevresinde 20 civarında sanayi merkezi kent oluşmuştur.
Yukarı Silezya havzasının bir kısmı Ostrava maden kömürü havzası adıyla Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalır.
Aşağı Silezya: Ülkenin güneybatısında yer alır. Havzanın %85’i Polonya topraklarında % 15’i ise Çek Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalır. Bu havzadaki kömürler Karbonifer’de oluşmuştur.
Polonya aynı zamanda linyit rezervleri bakımından da zengindir. İşletilebilir rezervlerin 15 milyar ton civarında olduğu tahmin edilmektedir.
RUSYA FEDERASYONU
Çarlık Rusya’sının 1917 yılında yapılan devrimle Sosyalist Sisteme geçmesi ve çevresindeki 14 devleti de alarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni kurmasıyla dünyanın en geniş ülkesi olan bu devlet 22 milyon kilometrekareden fazla alan kaplamaktaydı ve nüfusu 290 milyon civarındaydı. Bu ülke uzun süre kömür rezervleri ve üretimi bakımından ön sıralarda bulunmuştur.
Sovyetler Birliği 1990 yılında dağılmış ve 14 ayrı bağımsız devlet ortaya çıkmıştır. Rusya Federasyonu bugün de 17 milyon km2’yi aşan yüzölçümüyle dünyanın en geniş ülkesidir ve nüfus 147 milyon civarındadır. Ukrayna ve Kazakistan gibi ülkelerde kömür rezervlerinin bir kısmı kalmasına karşın, Rusya Federasyonu günümüzde de dünyanın en önemli kömür rezervine sahip ve kömür üreticisi ülkelerinden biridir.
Rusya Federasyonu yaklaşık 50 milyar ton maden kömürü ve 108 milyar ton linyit olmak üzere toplam 157 milyar ton kömür rezerviyle dünya kömür rezervlerinin % 17’sini barındırır ve rezerv bakımından ABD’den (%27) sonra ikinci sırada yer alır.
Rusya Federasyonu’ndaki kömür rezervlerini Avrupa kesimi ve Asya kesimi olmak üzere iki ana grup altında toplamak mümkündür.
Rusya Federasyonu’nun Avrupa Kesimindeki Havzalar
Rusya’nın Avrupa kesimi kömür rezervlerinin en büyüğü Moskova veya Tula Bölgesi yatakları olup, bu rezervler karbonifer devrine aittir. Buradan elde edilen kömür, Avrupa’nın en büyük sanayi merkezlerinden biri olan Moskova-Tula ve yakın çevreleri sanayi bölgesinin enerji ihtiyacını karşılamada ve yakın çevredeki termik santrallerde kullanılır.
Avrupa Rusya’sının diğer önemli kömür yatakları Ural dağları havzaları olup, bunların Asya veya Avrupa’da kabul edilip edilmeyeceği konusunda çelişkiler bulunmaktadır. Ural dağları havzalarının en kuzeyde bulunanı, Peçora havzasıdır. Kuzey kutup dairesinin kuzeyinde yer alan bu havzada yılda 30 milyon ton kadar maden kömürü üretilmekte ve demiryolu ulaştırmasıyla Petesburg çevresi sanayi bölgesine gönderilmektedir. Ancak uzun süren kış devresi ve yine uzun geçen gece süreleriyle şiddetli soğuklar üretimdeki verimi düşürür. Hatta bu havzaların işletilmedikleri yıllar da olur.
Ayrıca Uralların orta ve güney kesimlerinde de irili ufaklı pek çok kömür havzası yer almaktadır. Ural dağlarının çevresindeki sanayinin ihtiyacını karşılayan bu havzalar açılmadan önce, sanayi tesisleri ihtiyaç duydukları kömürü yaklaşık 2400 km uzaklıktaki Kuzbass havzasından karşılamaktaydılar. Orta ve Güney Urallardaki kömür havzalarında yapılan üretim yılda 50 milyon tona yaklaşmaktadır.
Bu havzalar dışında Avrupa kesimindeki bir diğer rezerv alanı da Donbass havzasıdır. Bu havzanın çok büyük kısmı Ukrayna sınırları içinde kalmasına karşın, Moskova ve batıdaki sanayi merkezlerine yakın olması ve Rusya’nın en önemli antrasit kaynağı olması nedeniyle Rusya Federasyonu için önemini günümüzde de korumaktadır. Bu alandan elde edilen kömür Moskova ve Ukrayna endüstri alanlarında kullanılmaktadır. Buradaki kömür damarlarının kalınlığının az olması ve Alpin hareketlere maruz kaldıkları için bazı yerlerde kırılmış olmaları işletmeyi güçleştirmekte ve maliyeti artırmaktadır.
Rusya Federasyonu’nun Asya Kesimindeki Havzalar
Kuzbass (Kuznetsk) Taşkömürü Havzası: Coğrafi konum olarak batı Sibirya’nın güneyinde, Uralların doğusunda yer alır. Sahadaki kömür rezervleri daha çok kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan bir depresyonda yataklanmışlardır. Havza bugün Rusya Federasyonu’nun en büyük taşkömürü havzası olup, dünya taşkömürü havzaları arasında da birkaç büyük havzadan biridir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra gelişme göstermiştir. Üretimi yapılan kömür Trans-Sibirya hattıyla tüketim merkezlerine gönderilmektedir.
Rezervlerin zengin ve damarların kalın olması havzada açık işletme yönteminin uygulanmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca havza kömürlerinin Karbonifer ve Permien dönemine ait olması ve metalurji koku üretimine elverişli olması önemini iyice artırmaktadır.
Bu kömür havzasının çevresinde sadece demir-çelik ve metal dışı madenleri işleyen fabrikalar değil, birçok termik santral, kömür türevi kimyasalları üreten fabrikalar, yarı işlenmiş metalurji ürünlerini işleyen fabrikalar, plastik malzeme, gübre ve ilaç fabrikaları da kurulmuştur. Böylece Novo Kuzbass denilen bu saha, 1960’lı yıllara kadar yapılan planlı çalışmalardan sonra dünyanın en önemli sanayi bölgelerinden biri olmuştur.
Kuzbass Havzası 1990 sonrası Rusya Federasyonu sınırları içinde kalan taşkömürü havzalarının en büyüğü olup, yıllık üretim bakımından da ülkede ilk sırada bulunmaktadır.
Ukrayna yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Tarıma çok uygun topraklarından dolayı, arazisinin %65’inden fazlası tarıma açılmıştır. Yeraltı kaynakları konusunda en zengin olduğu madenler demir cevheri ve kömürdür. Ukrayna, 16 milyar tonun üzerinde maden kömürü rezervleriyle, dünyadaki rezervlerin yaklaşık %3’ne sahiptir. Ukrayna maden kömürü ve linyit rezervleriyle Avrupa’nın Rusya’dan sonra en zengin ülkesidir. Ülkedeki yıllık maden kömürü üretimi ise 80 milyon ton civarındadır. Bu üretim miktarıyla Avrupa’da Rusya ve Polonya’dan sonra üçüncüdür.
Ülkedeki en önemli kömür havzası Donbass (Donets) havzasıdır. Bu havza Don ırmağının kolu durumundaki Donec ırmağının aşağı yatağında oluşturduğu geniş bir büklümün güney ve güneybatısında kalır.
Havza doğu batı yönünde yaklaşık 300 km, kuzey güney yönünde 100 km genişliktedir. Havzadaki işletme bölgesinin alanı 23 bin kilometrekareyi aşar. Sahadaki kömürlerin çok büyük kısmı Karbonifer ve Permien dönemlere aittir. Rezervlerin yaklaşık yarısı antrasittir ve bu yönüyle Avrupa’nın en büyük antrasit rezerv alanı olarak bilinir. Havza Tersier’de orojenik hareketlere maruz kaldığından, bazı kesimlerinde kırılmalar meydana gelmiş ve kömür yatakları yer yer devamlılığını kaybetmiştir.
Havza’da yaklaşık 50 milyar tonu çıkarılabilir olmak üzere toplam 90-100 milyar tonluk bir rezerv olduğunu söyleyenler de vardır. Bu rezerviyle Donbass Avrupa’nın en büyük kömür havzası özelliğini gösterir. Zaten Ukrayna bağımsız olana kadar, Eski Sovyetler Birliği’nin en büyük havzası idi. Bugün havza alanının sadece % 15’lik kısmı Rusya Federasyonu’nda kalmıştır.
Donbass havzası kömür yatakları, 1700’lü yıllarda keşfedilmiştir. Ancak üretime başlanması 1869 yılında demiryolu hattının Moskova’dan buraya ulaştırılması ile olmuştur. Sibirya ve Urallarda zengin kömür yataklar işletmeye açılmış olmakla birlikte, Sovyetler Birliği 1990’lı yıllara kadar taşkömürü üretiminin % 30-35 gibi yüksek bir payını bu havzadan çıkarıyor ve havzanın yıllık kömür üretimi 150-200 milyon ton arasında değişiyordu.
Saha kömür rezervlerinden dolayı Avrupa’nın en büyük sanayi bölgelerinden biri durumundadır. Demir çelik sanayii başta olmak üzere birçok sanayi kolu gelişmiştir. Aynı şekilde sahanın yaklaşık 300 km batısında işletilmekte olan yine Avrupa’nın en büyük demir cevheri yataklarının da bulunması bu gelişmede önemli bir pay sahibidir. Bu iki havza birbirine demiryolu hatlarıyla bağlı olup, karşılıklı olarak kömür ve maden cevheri taşınmaktadır.
Ülkede aynı zamanda zengin linyit yatakları da bulunmaktadır. 18 Milyar tona yaklaşan rezerviyle dünya toplam linyit rezervlerinin % 4.2’sine sahiptir ve en fazla rezerve sahip olan 5. ülke durumundadır.
POLONYA
Polonya yaklaşık 14 milyar tonluk maden kömürü rezerviyle dünya maden kömürü rezervlerinde % 3’lük bir paya sahiptir. Ülkenin yıllık maden kömürü üretimi 140 milyon ton civarındadır ve Avrupa’da Rusya’dan sonra en fazla kömür üreten ülkedir. Polonya günümüzde dünyanın en önemli kömür ihracatçısı ülkelerinden biridir. İhracat İskandinav ülkeleri, İtalya ve diğer Güney Avrupa ülkelerine yapılmaktadır.
Ülkedeki kömür yatakları birbirinden uzakta bulunan iki havzada, Yukarı Silezya Havzası (Çekler buraya Ostrava adını verir), ve Aşağı Silezya Havzasında toplanmıştır.
Yukarı Silezya: Polonya’nın en büyük ve Avrupa’nın sayılı birkaç sanayi bölgelerinden biri olan bu saha, Polonya-Çek Cumhuriyeti sınırları boyunca uzanan Silezya platosunda yer alır. Karbonifer döneme ait olan bu havzada yataklar doğuya gittikçe II. zaman arazilerinin altına girer ve derinleşir.
Yeraltı kaynakları bakımından zengin olan bu saha, Avrupa’nın en büyük maden kömürü havzaları arasında yer almaktadır. Havza çevresinde 20 civarında sanayi merkezi kent oluşmuştur.
Yukarı Silezya havzasının bir kısmı Ostrava maden kömürü havzası adıyla Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalır.
Aşağı Silezya: Ülkenin güneybatısında yer alır. Havzanın %85’i Polonya topraklarında % 15’i ise Çek Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalır. Bu havzadaki kömürler Karbonifer’de oluşmuştur.
Polonya aynı zamanda linyit rezervleri bakımından da zengindir. İşletilebilir rezervlerin 15 milyar ton civarında olduğu tahmin edilmektedir.
RUSYA FEDERASYONU
Çarlık Rusya’sının 1917 yılında yapılan devrimle Sosyalist Sisteme geçmesi ve çevresindeki 14 devleti de alarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni kurmasıyla dünyanın en geniş ülkesi olan bu devlet 22 milyon kilometrekareden fazla alan kaplamaktaydı ve nüfusu 290 milyon civarındaydı. Bu ülke uzun süre kömür rezervleri ve üretimi bakımından ön sıralarda bulunmuştur.
Sovyetler Birliği 1990 yılında dağılmış ve 14 ayrı bağımsız devlet ortaya çıkmıştır. Rusya Federasyonu bugün de 17 milyon km2’yi aşan yüzölçümüyle dünyanın en geniş ülkesidir ve nüfus 147 milyon civarındadır. Ukrayna ve Kazakistan gibi ülkelerde kömür rezervlerinin bir kısmı kalmasına karşın, Rusya Federasyonu günümüzde de dünyanın en önemli kömür rezervine sahip ve kömür üreticisi ülkelerinden biridir.
Rusya Federasyonu yaklaşık 50 milyar ton maden kömürü ve 108 milyar ton linyit olmak üzere toplam 157 milyar ton kömür rezerviyle dünya kömür rezervlerinin % 17’sini barındırır ve rezerv bakımından ABD’den (%27) sonra ikinci sırada yer alır.
Rusya Federasyonu’ndaki kömür rezervlerini Avrupa kesimi ve Asya kesimi olmak üzere iki ana grup altında toplamak mümkündür.
Rusya Federasyonu’nun Avrupa Kesimindeki Havzalar
Rusya’nın Avrupa kesimi kömür rezervlerinin en büyüğü Moskova veya Tula Bölgesi yatakları olup, bu rezervler karbonifer devrine aittir. Buradan elde edilen kömür, Avrupa’nın en büyük sanayi merkezlerinden biri olan Moskova-Tula ve yakın çevreleri sanayi bölgesinin enerji ihtiyacını karşılamada ve yakın çevredeki termik santrallerde kullanılır.
Avrupa Rusya’sının diğer önemli kömür yatakları Ural dağları havzaları olup, bunların Asya veya Avrupa’da kabul edilip edilmeyeceği konusunda çelişkiler bulunmaktadır. Ural dağları havzalarının en kuzeyde bulunanı, Peçora havzasıdır. Kuzey kutup dairesinin kuzeyinde yer alan bu havzada yılda 30 milyon ton kadar maden kömürü üretilmekte ve demiryolu ulaştırmasıyla Petesburg çevresi sanayi bölgesine gönderilmektedir. Ancak uzun süren kış devresi ve yine uzun geçen gece süreleriyle şiddetli soğuklar üretimdeki verimi düşürür. Hatta bu havzaların işletilmedikleri yıllar da olur.
Ayrıca Uralların orta ve güney kesimlerinde de irili ufaklı pek çok kömür havzası yer almaktadır. Ural dağlarının çevresindeki sanayinin ihtiyacını karşılayan bu havzalar açılmadan önce, sanayi tesisleri ihtiyaç duydukları kömürü yaklaşık 2400 km uzaklıktaki Kuzbass havzasından karşılamaktaydılar. Orta ve Güney Urallardaki kömür havzalarında yapılan üretim yılda 50 milyon tona yaklaşmaktadır.
Bu havzalar dışında Avrupa kesimindeki bir diğer rezerv alanı da Donbass havzasıdır. Bu havzanın çok büyük kısmı Ukrayna sınırları içinde kalmasına karşın, Moskova ve batıdaki sanayi merkezlerine yakın olması ve Rusya’nın en önemli antrasit kaynağı olması nedeniyle Rusya Federasyonu için önemini günümüzde de korumaktadır. Bu alandan elde edilen kömür Moskova ve Ukrayna endüstri alanlarında kullanılmaktadır. Buradaki kömür damarlarının kalınlığının az olması ve Alpin hareketlere maruz kaldıkları için bazı yerlerde kırılmış olmaları işletmeyi güçleştirmekte ve maliyeti artırmaktadır.
Rusya Federasyonu’nun Asya Kesimindeki Havzalar
Kuzbass (Kuznetsk) Taşkömürü Havzası: Coğrafi konum olarak batı Sibirya’nın güneyinde, Uralların doğusunda yer alır. Sahadaki kömür rezervleri daha çok kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan bir depresyonda yataklanmışlardır. Havza bugün Rusya Federasyonu’nun en büyük taşkömürü havzası olup, dünya taşkömürü havzaları arasında da birkaç büyük havzadan biridir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra gelişme göstermiştir. Üretimi yapılan kömür Trans-Sibirya hattıyla tüketim merkezlerine gönderilmektedir.
Rezervlerin zengin ve damarların kalın olması havzada açık işletme yönteminin uygulanmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca havza kömürlerinin Karbonifer ve Permien dönemine ait olması ve metalurji koku üretimine elverişli olması önemini iyice artırmaktadır.
Bu kömür havzasının çevresinde sadece demir-çelik ve metal dışı madenleri işleyen fabrikalar değil, birçok termik santral, kömür türevi kimyasalları üreten fabrikalar, yarı işlenmiş metalurji ürünlerini işleyen fabrikalar, plastik malzeme, gübre ve ilaç fabrikaları da kurulmuştur. Böylece Novo Kuzbass denilen bu saha, 1960’lı yıllara kadar yapılan planlı çalışmalardan sonra dünyanın en önemli sanayi bölgelerinden biri olmuştur.
Kuzbass Havzası 1990 sonrası Rusya Federasyonu sınırları içinde kalan taşkömürü havzalarının en büyüğü olup, yıllık üretim bakımından da ülkede ilk sırada bulunmaktadır.
Geri: Dünya Kömür Havzaları Ve Kömür Üretimi
Karganda Kömür Yatakları: (Kazakistan’da kalmıştır)
Bu saha Kuzbass ile Ural havzaları arasında yer almaktadır. Kömür rezervinin 50 milyar ton civarında olduğu tahmin edilen havzada kömür tabakaları kalın ve yüzeye yakın olduğundan açık işletme yöntemi uygulanır. Havzada üretilen kömür Ural bölgesindeki sanayi tesislerinde kullanılır.
Angara Kömür Havzası:
****** Gölü kuzeybatısında bulunmaktadır. Kesin olmamakla birlikte Rusya Federasyonu’nun aşağı kesimindeki kömür havzaları içinde Kuzbass havzasından sonra ikinci büyük havza durumunda bulunmaktadır. Üretim Angarsk ve Çeremhova gibi merkezlerdeki sanayi tesislerine gönderilir.
Diğer Havzalar
Rusya Federasyonu’nda yukarıdaki kömür havzalarının yanı sıra, özellikle Sibirya’da pek çok havza yer almaktadır. Bu havzaların çoğunda linyit ve maden kömürü rezervleri bulunmaktadır. Bunlar arasında Tonguşka havzası, Kolima havzası ve Lena havzası maden kömürü ve aynı zamanda linyit içeren havzalardır. Bu havzadaki rezervlerin Kuzbass havzası kadar zengin olduğu ancak, ülkenin iç kısımlarında yer alması ve iklim koşullarının işletmeye engel oluşturması nedeniyle henüz tam anlamıyla işletilmediği görülmektedir.
HİNDİSTAN
Hindistan 70 milyar tonu aşan kömür rezerviyle dünya maden kömürü rezervlerinde ABD’den sonra ikinci, 300 milyon tona yaklaşan üretim miktarıyla da Çin ve ABD’nin ardından üçüncü sırada gelmektedir.
Ülkenin başlıca büyük rezervleri kuzeydoğuda işletilmektedir. En önemli rezervleri
1- Damador Havzası 2- Madhya-Pradesh Havzası 3- Orisa Havzaları’nda yer almaktadır.
Bunlardan en önemlisi Damador kömür havzasıdır. Bu havzada yılda 100 milyon tonun üzerinde kömür üretilmektedir. Bu havzadaki kömürler yüksek oranda kül bırakması nedeniyle kalite bakımından düşüktür. Havzadaki kömür damarları kalındır ve yüzeye yakındır. Ülke üretiminin yaklaşık % 60’ı bu havzadan sağlanır. Üretilen kömür daha çok çevredeki demir-çelik tesislerinde kullanılır.
Ülkedeki maden kömürü üretimi 1820’li yıllarda başlamış, ancak asıl gelişmeyi 20. yüzyıldan itibaren göstermiştir. Ülke üretimi 1948’de 31 milyon ton civarındayken 1998’de bu üretim 297 milyon tona ulaşmıştır. Ülke kömür yataklarının kuzeydoğu havzalarda yer alması, yani birbirlerine komşu ve yakın kesimlerde yer alması, oldukça geniş olan ülkedeki diğer ihtiyaç bölgelerine kömür göndermeyi masraflı kılmaktadır. Bu nedenle ülke güneydeki topraklarında kullandığı maden kömürünü daha çok Güney Afrika Cumhuriyetinden sağlamaktadır.
AVUSTRALYA
Yaklaşık 39 milyar ton maden kömürü, 40 milyar ton linyit olmak üzere 80 milyar tona yaklaşan kömür rezerviyle (% 8.6), rezerv bakımından dünyanın 5. büyük ülkesi, maden kömürü rezervi bakımından ise 6. büyük ülkesidir.
Kömür rezervleri ülke genelinde eşitsiz dağılmıştır. En önemli rezervler Queesland ve Yeni Güney Galler havzalarında bulunmaktadır. Üretimin % 90’dan fazlası bu havzalardan sağlanır. Her iki havza da Avustralya’nın doğusunda yer almaktadır. Bu havzalar dışındaki yataklarda rezervler genellikle küçük ve parçalıdır.
Avustralya kömür üretimi II. Dünya Savaşı öncesinde pek önemli değildi ve yıllık üretim 1 milyon tonun altında seyrediyordu. Savaş sonrasında kömür üretimi hızlı bir artış göstermiş, 1995 yılında üretim 212 milyon tona ulaşmıştır.
Bu dikkat çekici artışın iki önemli nedeni bulunmaktadır. Bunlardan biri sanayileşmeden doğan iç talep büyümesi diğeri ise Japonya’nın hızlı sanayileşmesine karşılık, kendi üretiminin giderek azalması ve ona en yakın ülke olan Avustralya’dan tuz, demir cevheri, ham petrol yanında maden kömürü alımının da artış göstermesidir. Bugün Avustralya talep-üretim fazlası kömür üretimi 100 milyon tonu geçen bir ülkedir ve bu üretim fazlası ayrıcalıklı bir ülke olarak kabul edilen Japonya’ya pazarlanmaktadır. Bu nedenle Avustralya en çok kömür ihraç eden ülke konumundadır.
GÜNEY AFİRKA CUMHURİYETİ
Güney Yarımküredeki en zengin kömür rezervine sahip iki ülkeden biridir. Ülke yaklaşık 49 milyar ton maden kömürü rezerviyle dünya rezervlerinin % 10’unu barındırır ve bu bakımdan ABD, Rusya, Hindistan ve Çin’in ardından 5. sırada yer alır.
Güney Afrika’daki kömür rezervlerinin tamamı maden kömürü niteliğinde olmasına karşın kömürlerinin kalitesi çok yüksek değildir. İçindeki yabancı maddelerin fazla olmasından dolayı yandığı zaman fazla kül bırakır. Ancak üretilen maden kömürü yine de kolayca pazar bulabilmektedir.
Maden kömürü rezervleri ülkenin doğu kesiminde yer almaktadır. En önemli iki kömür havzası Witbank ve Natal kömür havzalarıdır. Rezervler en fazla 300 metre derinliktedirler ve hafif çarpılmış bir topoğrafya altında depolanmışlardır. Kömür yatakları üzerindeki depo yumuşak olduğu için kömürün işletilmesi kolaydır. Büyük ölçüde makine kullanılarak açık işletme yapılmaktadır.
Güney Afrika kömür üretimi tıpkı Avustralya gibi kısa zamanda dikkate çekici bir artış göstermiştir. Ülkede ilk üretim 1900’lü yılların başında İngilizler tarafından başlatılmış, fakat İkinci Dünya savaşı öncesine kadar büyük bir gelişme gösterememiştir. Savaş öncesi yıllarda kömür üretimi 400-500 bin tonu aşmıyordu. Savaş sonrasında üretimini hızla artıran ülke, 220 milyon tonu aşan kömür üretimiyle, Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyada en fazla maden kömürü üreten 4. ülke durumuna gelmiştir.
Güney Afrika Cumhuriyeti sanayileşmiş bir ülke olduğundan üretiminin %70-75’ini kendi metalurji sanayiinde kullanmaktadır. Kalan kısmını ise ihraç eder. En önemli müşterisi Japonya’dır. Onu Hindistan takip eder.
Bu saha Kuzbass ile Ural havzaları arasında yer almaktadır. Kömür rezervinin 50 milyar ton civarında olduğu tahmin edilen havzada kömür tabakaları kalın ve yüzeye yakın olduğundan açık işletme yöntemi uygulanır. Havzada üretilen kömür Ural bölgesindeki sanayi tesislerinde kullanılır.
Angara Kömür Havzası:
****** Gölü kuzeybatısında bulunmaktadır. Kesin olmamakla birlikte Rusya Federasyonu’nun aşağı kesimindeki kömür havzaları içinde Kuzbass havzasından sonra ikinci büyük havza durumunda bulunmaktadır. Üretim Angarsk ve Çeremhova gibi merkezlerdeki sanayi tesislerine gönderilir.
Diğer Havzalar
Rusya Federasyonu’nda yukarıdaki kömür havzalarının yanı sıra, özellikle Sibirya’da pek çok havza yer almaktadır. Bu havzaların çoğunda linyit ve maden kömürü rezervleri bulunmaktadır. Bunlar arasında Tonguşka havzası, Kolima havzası ve Lena havzası maden kömürü ve aynı zamanda linyit içeren havzalardır. Bu havzadaki rezervlerin Kuzbass havzası kadar zengin olduğu ancak, ülkenin iç kısımlarında yer alması ve iklim koşullarının işletmeye engel oluşturması nedeniyle henüz tam anlamıyla işletilmediği görülmektedir.
HİNDİSTAN
Hindistan 70 milyar tonu aşan kömür rezerviyle dünya maden kömürü rezervlerinde ABD’den sonra ikinci, 300 milyon tona yaklaşan üretim miktarıyla da Çin ve ABD’nin ardından üçüncü sırada gelmektedir.
Ülkenin başlıca büyük rezervleri kuzeydoğuda işletilmektedir. En önemli rezervleri
1- Damador Havzası 2- Madhya-Pradesh Havzası 3- Orisa Havzaları’nda yer almaktadır.
Bunlardan en önemlisi Damador kömür havzasıdır. Bu havzada yılda 100 milyon tonun üzerinde kömür üretilmektedir. Bu havzadaki kömürler yüksek oranda kül bırakması nedeniyle kalite bakımından düşüktür. Havzadaki kömür damarları kalındır ve yüzeye yakındır. Ülke üretiminin yaklaşık % 60’ı bu havzadan sağlanır. Üretilen kömür daha çok çevredeki demir-çelik tesislerinde kullanılır.
Ülkedeki maden kömürü üretimi 1820’li yıllarda başlamış, ancak asıl gelişmeyi 20. yüzyıldan itibaren göstermiştir. Ülke üretimi 1948’de 31 milyon ton civarındayken 1998’de bu üretim 297 milyon tona ulaşmıştır. Ülke kömür yataklarının kuzeydoğu havzalarda yer alması, yani birbirlerine komşu ve yakın kesimlerde yer alması, oldukça geniş olan ülkedeki diğer ihtiyaç bölgelerine kömür göndermeyi masraflı kılmaktadır. Bu nedenle ülke güneydeki topraklarında kullandığı maden kömürünü daha çok Güney Afrika Cumhuriyetinden sağlamaktadır.
AVUSTRALYA
Yaklaşık 39 milyar ton maden kömürü, 40 milyar ton linyit olmak üzere 80 milyar tona yaklaşan kömür rezerviyle (% 8.6), rezerv bakımından dünyanın 5. büyük ülkesi, maden kömürü rezervi bakımından ise 6. büyük ülkesidir.
Kömür rezervleri ülke genelinde eşitsiz dağılmıştır. En önemli rezervler Queesland ve Yeni Güney Galler havzalarında bulunmaktadır. Üretimin % 90’dan fazlası bu havzalardan sağlanır. Her iki havza da Avustralya’nın doğusunda yer almaktadır. Bu havzalar dışındaki yataklarda rezervler genellikle küçük ve parçalıdır.
Avustralya kömür üretimi II. Dünya Savaşı öncesinde pek önemli değildi ve yıllık üretim 1 milyon tonun altında seyrediyordu. Savaş sonrasında kömür üretimi hızlı bir artış göstermiş, 1995 yılında üretim 212 milyon tona ulaşmıştır.
Bu dikkat çekici artışın iki önemli nedeni bulunmaktadır. Bunlardan biri sanayileşmeden doğan iç talep büyümesi diğeri ise Japonya’nın hızlı sanayileşmesine karşılık, kendi üretiminin giderek azalması ve ona en yakın ülke olan Avustralya’dan tuz, demir cevheri, ham petrol yanında maden kömürü alımının da artış göstermesidir. Bugün Avustralya talep-üretim fazlası kömür üretimi 100 milyon tonu geçen bir ülkedir ve bu üretim fazlası ayrıcalıklı bir ülke olarak kabul edilen Japonya’ya pazarlanmaktadır. Bu nedenle Avustralya en çok kömür ihraç eden ülke konumundadır.
GÜNEY AFİRKA CUMHURİYETİ
Güney Yarımküredeki en zengin kömür rezervine sahip iki ülkeden biridir. Ülke yaklaşık 49 milyar ton maden kömürü rezerviyle dünya rezervlerinin % 10’unu barındırır ve bu bakımdan ABD, Rusya, Hindistan ve Çin’in ardından 5. sırada yer alır.
Güney Afrika’daki kömür rezervlerinin tamamı maden kömürü niteliğinde olmasına karşın kömürlerinin kalitesi çok yüksek değildir. İçindeki yabancı maddelerin fazla olmasından dolayı yandığı zaman fazla kül bırakır. Ancak üretilen maden kömürü yine de kolayca pazar bulabilmektedir.
Maden kömürü rezervleri ülkenin doğu kesiminde yer almaktadır. En önemli iki kömür havzası Witbank ve Natal kömür havzalarıdır. Rezervler en fazla 300 metre derinliktedirler ve hafif çarpılmış bir topoğrafya altında depolanmışlardır. Kömür yatakları üzerindeki depo yumuşak olduğu için kömürün işletilmesi kolaydır. Büyük ölçüde makine kullanılarak açık işletme yapılmaktadır.
Güney Afrika kömür üretimi tıpkı Avustralya gibi kısa zamanda dikkate çekici bir artış göstermiştir. Ülkede ilk üretim 1900’lü yılların başında İngilizler tarafından başlatılmış, fakat İkinci Dünya savaşı öncesine kadar büyük bir gelişme gösterememiştir. Savaş öncesi yıllarda kömür üretimi 400-500 bin tonu aşmıyordu. Savaş sonrasında üretimini hızla artıran ülke, 220 milyon tonu aşan kömür üretimiyle, Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyada en fazla maden kömürü üreten 4. ülke durumuna gelmiştir.
Güney Afrika Cumhuriyeti sanayileşmiş bir ülke olduğundan üretiminin %70-75’ini kendi metalurji sanayiinde kullanmaktadır. Kalan kısmını ise ihraç eder. En önemli müşterisi Japonya’dır. Onu Hindistan takip eder.
Similar topics
» Kömür ve Linyit ile ilgili bilgiler..
» Petrolün Üretimi
» Nükleer Reaktörlerde Elektrik Üretimi
» Dünya ....
» Dünya Klasikleri
» Petrolün Üretimi
» Nükleer Reaktörlerde Elektrik Üretimi
» Dünya ....
» Dünya Klasikleri
:: Eğitim & Öğretim :: Dersler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz