Tıp Sözlüğü N - O - Ö
:: Sağlık :: Tıp Sözlüğü
1 sayfadaki 1 sayfası
Tıp Sözlüğü N - O - Ö
NARKOANALİZ:Psikanalize yardımcı olmak amacıyla, bir narkotik ilacın kullanılmasıdır.
NARKOLEPSİ:Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi.
NARKOZ:Ameliyat
yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile
narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır.
NARKOTİK:Uyutucu, uyuşturucu.
NARSİZM:Kendi
kendini sevmek anlamına gelir.Aslında gelişimin normal bir safhasını
teşkil eder,ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır.
NATAL: Doğuşa ait.
NAZAL KEMİK:Burun kemiği.
NAZOFARİNKS:Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge.
NATRİUM:Sodyum.
NATUREL:Normal, tabii.
NAUSEA:Mide bulantısı.
NEBULİZER:Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet.
NEONATAL:Yeni doğana ait.
NEOPLAZİ:Patalojik anlamda yeni doku oluşumu.
NÖROLOJİ:Asabiye, sinir hastalıkları.
NÖROŞİRÜRJİ:Beyin cerrahisi.
NODÜL:Yuvarlak, çapı 1 cm'den küçük patolojik oluşumlar.
NARKOLEPSİ:Önüne geçilemiyecek kadar şiddetli uyuma eğilimi.
NARKOZ:Ameliyat
yapmak için duyu, hareket ve bilincin damar yolu veya solunum yolu ile
narkotik madde verilerek uyuşturulmasıdır.
NARKOTİK:Uyutucu, uyuşturucu.
NARSİZM:Kendi
kendini sevmek anlamına gelir.Aslında gelişimin normal bir safhasını
teşkil eder,ancak hayatın ileri devrelerinde varlığı anormal sayılır.
NATAL: Doğuşa ait.
NAZAL KEMİK:Burun kemiği.
NAZOFARİNKS:Burnun arka kısmı ile yutağın komşuluk yaptığı bölge.
NATRİUM:Sodyum.
NATUREL:Normal, tabii.
NAUSEA:Mide bulantısı.
NEBULİZER:Sıvıyı püskürterek uygulamaya yarayan alet.
NEONATAL:Yeni doğana ait.
NEOPLAZİ:Patalojik anlamda yeni doku oluşumu.
NÖROLOJİ:Asabiye, sinir hastalıkları.
NÖROŞİRÜRJİ:Beyin cerrahisi.
NODÜL:Yuvarlak, çapı 1 cm'den küçük patolojik oluşumlar.
Geri: Tıp Sözlüğü N - O - Ö
ÖDEM:Vücutta anormal miktarda su toplanmasıdır.Kalp, damar ve böbrek
hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda
ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir.
ÖDİPUS KOMPLEKSİ:Bkz. ODİPUS KOMPLEKSİ.
ÖSTAKİ
BORUSU:Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta
kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir.
ÖSTROJEN:Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur.
ÖTENAZİ:Kısaca
ölüm hakkı da denilebilir.Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda,
hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin
verilmesidir.Yasal değildir.
ÖZEFAGUS:Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir.
hastalıklarının bir belirtisi olabildiği gibi bazı allerjik durumlarda
ve beyin travmalarında ciddi sonuçlar doğurabilir.
ÖDİPUS KOMPLEKSİ:Bkz. ODİPUS KOMPLEKSİ.
ÖSTAKİ
BORUSU:Orta kulakla nazofarenksi birleştiren, atmosfer basıncı ile orta
kulak içi basıncı dengeliyen yola verilen isimdir.
ÖSTROJEN:Yumurtalıklardan salgılanan ve insanlarda sekonder cinsel karakterlerin gelişmesini sağlıyan hormondur.
ÖTENAZİ:Kısaca
ölüm hakkı da denilebilir.Tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda,
hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin
verilmesidir.Yasal değildir.
ÖZEFAGUS:Yemek borusuna verilen isimdir, yutak ile mideyi birleştirir.
Geri: Tıp Sözlüğü N - O - Ö
OBDUKSİYON:Otopsi.
OBEZ:Şişman.
OBEZİTE:Şişmanlık.
OBJE:Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey.
OBJEKTİF: Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen.
OBLİTERASYON:Vücuttaki boşlukların tıkanması.
OBSERVASYON:Müşahade.
OBSESYON: Daimi endişe,fikri sabit, nöroz.
OBSTRÜKSİYON:Tıkanma, engel.
OBSTETRİ: Doğum bilgisi.
ODİOGRAM:Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür.
OEDİPUS
KOMPLEKSİ:Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık
nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar
kompleksine verilen isimdir.
ODONTOİD: Diş şeklinde.
OFTALMİK:Göze ait.
OFTALMOPLEJİ:Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo.
OFTALMOLOJİ:Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı.
OFTALMOSKOP:Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet.
OFTALMOSKOPİ: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi.
OFTALMOLOJİST:Göz hastalıkları uzmanı, göz mütehassısı.
OFTALMOTONOMETRİ:Göz içi basıncın ölçülmesi.
OKKULT:Gizli, kapalı.
OKLUDE:Kapalı, tıkalı.
OKSİPUT:Başın arka kısmı.
OKULOMOTORYUS:Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir.(3.kafa çifti Nervus Oculomotorius)
OKÜLER:Göze ait.
OLEKRANON: Dirsekteki çıkıntı.
OLFAKTORYUS:Koku siniri.(Nervus Olfactorius)
OLİGÜRİ:İdrarın normalden az çıkartılması
OLİGO:Geri,küçük.
OLİGODENDROGLİOMA:Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör.
OLİGOSPERMİ:Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu.
OMENTUM:Karın içerisinde, barsakları örten oluşum.
ONANİZM:Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin.
ONKOLOJİ:Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı.
OPAK: Donuk, şeffaf olmayan.
OPERABL:Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan. ( aksi; inoperabl )
OPERASYON:Cerrahi müdahale, ameliyat.
OPİAT:Afyonlu ilaç, uyuşturucu.
OPİSTOTONUS:Bazı
hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici ) kaslarının gerilmesi sonucu
gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali. ( Örn. Tetanozda )
OSTEOGENESİS:Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi.
OSTEOGENESİS İMPERFEKTA:Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık.
OSTEOJENİK:Kemik yapıcı.
OSTEOİD:Kemik gibi, kemiğimsi.
OSTEOLİZ:Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi.
OSTEOMALASİ:Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık.
OSTEOMİYELİT:Kemik iltihabı.
OSTEOFİT:Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar.
OSTEOPLASTİ:Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı.
OVOBLAST:Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi.
OVOSİT:Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi.
OVÜLASYON:Kadınlarda
yumurtalıklarda ovüm'ün (Yumurtanın) atılmasıdır. Ovülasyon genellikle
adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14. günler arasında olur.
OBEZ:Şişman.
OBEZİTE:Şişmanlık.
OBJE:Görülebilen veya dokunulanilen herhangi bir şey.
OBJEKTİF: Duyulup, görülebilen, idrak edilebilen.
OBLİTERASYON:Vücuttaki boşlukların tıkanması.
OBSERVASYON:Müşahade.
OBSESYON: Daimi endişe,fikri sabit, nöroz.
OBSTRÜKSİYON:Tıkanma, engel.
OBSTETRİ: Doğum bilgisi.
ODİOGRAM:Kulağın işitme gücünün kaydıdır, odiometri cihazı ile ölçülür.
OEDİPUS
KOMPLEKSİ:Erkek çocuğun annesine karşı duyduğu bilinçsiz yakınlık
nedeniyle babasını kıskanması ve bununla ilgili ruhsal bozukluklar
kompleksine verilen isimdir.
ODONTOİD: Diş şeklinde.
OFTALMİK:Göze ait.
OFTALMOPLEJİ:Göze ait sinirlerin felci sonucu göz kapağının düşmesi ve gözün hareket edememesi ile birlikte oluşan tablo.
OFTALMOLOJİ:Göz ve göz hastalıkları ile uğraşan bilim dalı.
OFTALMOSKOP:Göz içi muayenesinde kullanılan bir alet.
OFTALMOSKOPİ: Oftalmoskop ile gözün içinin muayene edilmesi.
OFTALMOLOJİST:Göz hastalıkları uzmanı, göz mütehassısı.
OFTALMOTONOMETRİ:Göz içi basıncın ölçülmesi.
OKKULT:Gizli, kapalı.
OKLUDE:Kapalı, tıkalı.
OKSİPUT:Başın arka kısmı.
OKULOMOTORYUS:Gözü hareket ettiren sinirlerden birisidir.(3.kafa çifti Nervus Oculomotorius)
OKÜLER:Göze ait.
OLEKRANON: Dirsekteki çıkıntı.
OLFAKTORYUS:Koku siniri.(Nervus Olfactorius)
OLİGÜRİ:İdrarın normalden az çıkartılması
OLİGO:Geri,küçük.
OLİGODENDROGLİOMA:Sinir sistemi destek dokusuna ait, özellikle beyincikte görülen kötü huylu tümör.
OLİGOSPERMİ:Menide spermatozoidlerin normalden az oluşu.
OMENTUM:Karın içerisinde, barsakları örten oluşum.
ONANİZM:Genital organlar ile oynayarak kendi kendine tatmin.
ONKOLOJİ:Tümöral oluşumlarla ilgili bilim dalı.
OPAK: Donuk, şeffaf olmayan.
OPERABL:Ameliyat edilebilir, ameliyat edilmekle halen bir şansı olan. ( aksi; inoperabl )
OPERASYON:Cerrahi müdahale, ameliyat.
OPİAT:Afyonlu ilaç, uyuşturucu.
OPİSTOTONUS:Bazı
hastalıklarda vücudun ekstansör (gerici ) kaslarının gerilmesi sonucu
gövdenin yay biçimi alarak kasılmış hali. ( Örn. Tetanozda )
OSTEOGENESİS:Kemik oluşumu, kemiklerin gelişimi.
OSTEOGENESİS İMPERFEKTA:Kemiklerin kolayca kırılacak şekilde gevrek oluşu ile karekterize kalıtsal nitelik gösteren hastalık.
OSTEOJENİK:Kemik yapıcı.
OSTEOİD:Kemik gibi, kemiğimsi.
OSTEOLİZ:Kemiğin çürümesi, nekrozu, erimesi.
OSTEOMALASİ:Kemiklerin yumuşaması ile karekterize bir hastalık.
OSTEOMİYELİT:Kemik iltihabı.
OSTEOFİT:Kemiklerde patalojik olarak oluşan çıkıntı şeklindeki oluşumlar.
OSTEOPLASTİ:Kusurrlu kemiği düzeltme veya sağlam kemikle değiştirme ameliyatı.
OVOBLAST:Yumurtanın geliştiği hücre, yumurta hücresi.
OVOSİT:Olgunlaşma devresinden önceki dişi cinsiyet hücresi.
OVÜLASYON:Kadınlarda
yumurtalıklarda ovüm'ün (Yumurtanın) atılmasıdır. Ovülasyon genellikle
adet dönemlerinin ortasına rastlayan 11-14. günler arasında olur.
Similar topics
» Tıp Sözlüğü --A--
» Tıp Sözlüğü B
» Tıp Sözlüğü C - Ç
» Tıp Sözlüğü D - E - F
» Tıp Sözlüğü G - H - I - İ
» Tıp Sözlüğü B
» Tıp Sözlüğü C - Ç
» Tıp Sözlüğü D - E - F
» Tıp Sözlüğü G - H - I - İ
:: Sağlık :: Tıp Sözlüğü
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz