Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Orhan PAMUK - Sessiz Ev

Aşağa gitmek

Orhan PAMUK - Sessiz Ev Empty Orhan PAMUK - Sessiz Ev

Mesaj tarafından Duygusuzifade Salı Eyl. 29, 2009 2:44 pm

KİTABIN ADI : Sessiz Ev
KİTABIN YAZARI : Orhan PAMUK
YAYINEVİ :Can Yayınevi

Kitabın Konusu

Biri tarihçi, biri devrimci, biri de zengin olmayı kafasına koymuş üç
torunun, 1980 yazında İstanbul’dan elli kilometre uzakta,
Cennethisar’da yaşayan babaannelerini konağında geçirdikleri bir
haftanın öyküsüdür.

Kitabın Özeti

Yüzyılın başında, siyasetle uğraştığı için İstanbul’dan uzaklaştırılan,
sürgüne gönderilen dede, Cennethisar’da bir konağa yerleşmiş Bütün
yaşamını Doğu ile batı arasındaki uçurumu bir çırpıda kapatacağını
sandığı büyük bir ansiklopedinin yazımına vermiştir. Öldükten sonra
babaanne ve yanında çalıştırdığı cüce bir kahya tek başlarına yaşayıp
gitmektedirler. Her yaz olduğu gibi bu yaz da şehirden gelecek
torunları beklemektedirler. Torunlar gelince, tam babaannenin düşündüğü
gibi aynı konuşmalar yapılır ve herkes kendi odasına ve kendi dünyasına
çekilir. Babaanneyle beraber dedelerinin mezarını ziyaret ederler.
Kitapta bekirki bir konu işlenmemekte. Aslında kitapı ilginç yapan da
bu. Olaylar sırasında kişilerin kendi bakış aöılarından düşüncelerini
anıarını öğreniyorsunuz. Genel olarak iki aşk hikayesi işlenmiş.
Aslında ikisi de platonik. Torunlardan biri olan Nilgün’e hala
Cennethisarda oturan eski çocukluk aşkı ilgi gösteriyor. Adı Hasan olan
bu platonik aşık geçen zaman içinde solcu görüşlerin etkisinde kalmış
ve kasabada sanki onların bir adamı olarak yardım parası manasında
haraç toplamaktadır. Diğer bir torun olan Metin ise Ceylan adındaki
zengin bir kıza aşıktır. Bir süre sonra evdekilerin de bundan haberleri
olacaktır. Faruk Bey uzun zamandır aşırı derecede içki içmektedir. Ev
halkı ve babaane bunu görüp elinden bir şeyin gelmemesi nedeniyle
üzülmektedirler. Olaylar çoğu zaman kişilerin kendi anılarıyla
kesilemktedir. Kitabın sonlarına doğru Nilgün’ün cumhuryet gazetesi
aldığını gören Hasan Nilgün ile tartışırlar. Tartışma sonucu yere düşen
Nilgün bir gün sonra beyin kanamasından hayatını kaybeder.

Kitabın Ana Fikri

Doğu ile batı arasındaki uçurumun bir anda bulunan bir buluşla değil
ancak ve ancak insanların kafalarındai değişmelerle kapatılabileceği.

Kitaptaki olaylar ve şahısların değerlendirilmesi

Babaanne : (Fatma Hanım) 90 yaşına gelmiş, torunlarını seven ancak
onların babaannelerine soğuk davranmalarınından hoşlanmayan, daha fazla
ilgi isteyen evin sahibesi.
Faruk Bey : Kendisini içkiye kaptırmış, hayatta kaybettiklerini unutmaya çalışan ve gelecekten umudunu tamamen kesmiş biri.
Nilgün : Torunlardan ikincisi. Belkide babaanneyi anlayan en iyi insan.
Küçük yaşta anne ve babasın kaybetmiş olması ve kız torun olmasından
dolayı hayaa biraz daha farklı bakan bir kişi. Hasan’ın kendisine aşık
olduğundan uzun bir süre habersiz.
Metin : Cennethisar’a biraz olsun eski günleri tazelemek ve yeni aşklar
yaşamak için gelmiş biri. Kasabadaki arkadaşlarıyla birlikte dolaşıp
zaman öldürür.
Recep : Evin cüce uşağı. Babaanneye bakıyor. Kasabalılar cüce olduğu
için biraz garip davranıyorlar. Kalabalıktan ve değişimden babaanne
gibi pek hoşlanmayan biri.

Yazar hakkında bilgi

Orhan Pamuk

1952’de İstanbul’da doğdu ve Cevdet Bey ve Oğulları ve Kara Kitap adlı
romanlarında anlattığına benzer bir ailede, Nişantaşı’nda büyüyüp
yetişti. New York’ta geçirdiği üç yıl dışında hep İstanbul’da yaşadı.
Liseyi Robert Koleji’nde bitirdi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde üç
yıl mimarlık okudu, 1976’da İstanbul Üniversitesi Gazetecilik
Enstitüsü’nü bitirdi. 1974’den başlayarak düzenli bir şekilde yazı
yazmayı kendine iş edindi. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları 1979’da
Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nı kazandı. 1982’de yayımlanan bu
kitap 1983 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü de aldı. Aynı yıl ilk baskısı
çıkan Sessiz Ev ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’nü ve bu kitabın
Fransa’da çıkan çevirisiyle de 1991 Prix de la découverte européenne’i
(Avrupa Keşif Ödülü) kazandı. 1985’de yayımlanan tarihî romanı Beyaz
Kale Pamuk’un ününü yurt içinde ve yurt dışında genişletti. New York
Times gazetesinin “Doğu’da bir yıldız yükseldi” sözleriyle karşıladığı
bu kitap, belli başlı bütün Batı dillerine çevrildi. 1990’da yayımlanan
Kara Kitap, karmaşıklığı, zenginliği ve doluluğuyla çağdaş Türk
edebiyatının üzerinde en fazla tartışılan ve en çok okunan
romanlarından biri oldu. Ömer Kavur’un yönetmenliğini yaptığı Gizli Yüz
filminin senaryosunu da Pamuk 1992 yılında kitaplaştırdı. 1994’te
yayımlanan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri
hikâye ettiği Yeni Hayat adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan
kitaplarından biri oldu. 1998’de yayımladığı Benim Adım Kırmızı adlı
romanı olağanüstü bir ilgi gördü. Romanları yirmi dile çevrilen Orhan
Pamuk yirmi beş yıldır tuttuğu defterler, dergi ve gazetelere yazdığı
yazılar, denemeler, eleştiri yazıları, röportajlar ve gezi notlarından
yaptığı titiz bir seçme ile daha önce yayımlanmamış “Pencereden Bakmak”
adlı uzun hikâyesini Aralık 1998’de Öteki Renkler başlığıyla
kitaplaştırdı.

Eserleri

Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale, Cevdet Bey ve Oğulları, Gizli Yüz, Kar,
Kar / Sert Kapak, Kara Kitap, Kara Kitap Ciltli, Öteki Renkler, Öteki
Renkler 1. Hamur, Sessiz Ev, Yeni Hayat
Duygusuzifade
Duygusuzifade
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 2459
Kayıt tarihi : 27/06/09
Nerden : Counter Strike
Yaş : 29
Cinsiyet : Erkek

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz