Meditasyon
:: Eğitim & Öğretim :: Dersler
1 sayfadaki 1 sayfası
Meditasyon
Meditasyon size (varoluşun anlamı ve sizin varolustaki yerinizle ilgili icgudusel bir bilme durumu olan) aydınlanmayı getirecektir. Aydınlanmayla birlikte, varolusla tam bir barıs icinde bulunan kendi 'varlığı merkezi'nizi bulursunuz. Dış dunyada surekli bir gerilim sizi mutsuz kıla bilecek sonderece gergin durumlar yasanır ama icinde "Merkez'inizde" yalnızca bir barıs durumu vardır. Sonucta varolusun dusmanınız degil dostunuz oldugunu kesfedeceksiniz. Yasama karsı bir senlige donusturme bilgeligini kesfedecek olan da yine sizsiniz...
Meditasyon, insanın ruhsal gelişiminde son derece etkin bir araç olarak kullanabileceği bir yontemdir. Kökü çok eskilere dayanan bu yöntem hemen hemen her kültürde varlığını sürdürmektedir. Başlangıçta Doğu’ya has bir yöntem olan meditasyonu günümüzde milyonlarca Amerikalı ve Avrupalı stresten, saplantılardan kurtulmak ye içsel huzura kavusmak için her gün uygulamaktadır. Günümüzde bilim adamları da meditasyonun fiziksel ve zihinsel sağlığa büyük katkıları olduğu konusunda aynı fikirdedirler.
Ancak, hepsinden önemlisi, meditasyon, insanların akıl ve mantık yoluyla sırrına ulaşamadığı evrensel gerçeklere derin bir sezgi ve farklı bir algılama yoluyla ulaşmasını sağlayan en etkili yoldur. Ruhsal gelişmede sezgisel bilginin rolü çok önemlidir Meditasyon sürecinde zihne ilham dolar, sezgisel bilgi akmaya başlar ve kişi üstün bir bilinç haline ulaşarak öz benliğiyle ilişki kurabilir.
Meditasyon üzerine araştırmalar:
Meditasyonun hem zihinsel bir aktivite hem de bu aktivitenin ardından ulaşılan bir “bilinç hali” olduğu 1970’lerde yapılan çalışmalarda ortaya koyulmuştur. Yapılan çalışmalarda meditasyon yapanlarda tıpta mevcut olan uyku, uyanıklık ve rüya bilinç düzeylerinden farklı bir dördüncü bilinç düzeyi gözlenmiştir.
Yapılan bir başka araştırma da ise meditasyonun beyin dalgaları üzerinde etkileri araştırılmıştır. Buna göre denekler üç grupta toplanmış, ilk grubu meditasyon yaparak kutsal kitaplarda ifade edilen kriterleri sahip olanlar, ikinci grubu meditasyon yaparak kendi bilinçlerinde gelişme gözleyenler ve üçüncü grubu ise hayatlarında meditasyonu hiç denemeyen denekler oluşturmuştur. Meditasyon esnasında beyin dalgaları ölçülen deneklerden elde edilen sonuçlar göstermiştir ki bilinçte rahatlamış/medite olmuş düzeye erişen her denekte beyinlerinin ön loblarında (frontal lobe) alfa dalgalarının yükseldiği gözlenmiştir.
Budist rahipler üzerinde yapılan bir çalışmadaki bulgular, düzenli meditasyon yapan bu rahiplerin dikkat, hafıza, öğrenme ve bilinç algısı gibi zihinsel süreçlerin dahil olduğu “gama dalgası” aktivitelerinde daha gelişmiş olduklarını göstermiştir.
Varlıksal gelişim ve yoğunluk dereceleri:
Ra'nın anlattığına göre madde'nin (sadece bulunduğumuz katın maddesi değil diğer katların da) tüm yapısı ışık imiş. Yani evrendeki tüm malzeme ışıktan, ışığa çeşitli kuantlarda titreşim ve dönme eklenerek yapılmış. (Işıktan bir evren aslında herşeyin illüzyoni yapısını kurgulamak için ilginç bir seçim. 3 boyutlu bir sinema sahnesine düşen ışıklar gibi)
Tüm ışık 7 katlı bir yapıda. 7 ses/renk/titreşim frekansı bir araya gelince bir oktav ediyor. Lakin her kat gene kendi içinde 7 alt kata sahip ve onlar da 7 şer alt alt kata sahip. Bu böyle sonsuza kadar gidiyor.
Sorgucu Don Elkins bu bilgiyi öğrendikten sonra diyor ki, herşey böyle 7 nin kuvveti tarafından sonsuza kadar genişletiliyorsa, o zaman acaba düşündüğümüz herşey bir yerde bir katta olmakta mıdır acaba? Yani bizim hayal dediğimiz herşeyin birşekilde bir katta olmakta olduğunu düşünebilir miyiz, diyor. Ra ise bunu onaylıyor ve hayal konusunun aslında çok geniş bir konu olduğunu vurguluyor.
BİR'den 2. sapma olan sevgi ise bu ışık/malzeme/3. sapma üzerinde etkide bulunma gücüne sahip. Aynı zamanda tayfın merkezinde/kalbinde yeralıyor. 7'lik sistemin tam ortası 4. merkez. Ra 'sevgi' dediğimiz şeyin 'ruhsal çalışmanın kaynağı' olduğunu söylüyor. İlk 3 merkez ise daha çok 1-hayatta kalma, 2-kişisel kimlik/haz, 3-toplumsal kimlik/güç kavramları üzerine.
Bu oktavların herbiri gene onları kapsayan üst oktavların sadece birer notası durumunda. Örneğin biz şu an büyük oktav olarak 3. yoğunluk derecesindeyiz. 3. varlık aşaması. Bizim deyimimizle insan.
Anlatılana göre
1. yoğunluk derecesinde henüz şekillenmemiş özler olarak toprak, su, ateş ve hava/rüzgar var imiş. Bu birinci derecedeki zamanı ölçecek bir yol olmadığını söylüyor Ra. Zaten her birinci derece aynı zamanda bir önceki bitirilmiş oktavın 8. derecesi. Yani sonsuzluğa eşdeğer. Bu büyük oktavlar açısından her bir oktav bir big bang-big crunch (büyük patlama-büyük çöküş) dönemine karşılık geliyor. 7. derece sonsuzluğa geçiş/geçit görevi görüyor. Sonsuzluk ise 8. derece olarak geçiyor ancak bu sekiz aynı zamanda bir sonrakinin bir'i.
2. Yoğunluk derecesinde bizim mineral/cansız madde dediğimiz formlardan başlayarak, bitki ve hayvan olarak olasılıkla yüzbinlerce form deniyoruz/yaşıyoruz. 2. dönem yaklaşık 4.6 milyar yıl sürüyor. Yani her insan bu kadar uzun bir geçmişi beraberinde getiriyor. İnsan olup 3. derece forma geçmek için ise 'benlik bilinci' (ve soyut düşünme yeteneği) kazanmak gerekiyor. Hayvanlarda sürekli bir benlik bilinci bulunmuyor.
3. yoğunluk derecesinin varlığı insan. Tabii bu bizim için böyle. Başka gezegenlerde farklı şekillerde olabilse de temel özelliği artık benlik bilincine sahip olması. (Örneğin bizden çok ileride gördüğümüz Sirius bizimle aynı seviyede (3. seviye) ancak bizden çok daha uyumlu bir yer imiş.) Bu dereceden 4'e geçmek için ise (bu arada varlık formları ve bilinç geriye gitmiyor. Her zaman ileri gidiyor.) yol ikiye ayrılıyor.
Bu noktaya kadar pozitif-başkalarına hizmet ve negatif-kendine hizmet kutuplaşmaları hep içiçe, yanyana. Fakat 4. yoğunluğun gezegenleri ya pozitif veya negatif olmak zorunda
Meditasyon, insanın ruhsal gelişiminde son derece etkin bir araç olarak kullanabileceği bir yontemdir. Kökü çok eskilere dayanan bu yöntem hemen hemen her kültürde varlığını sürdürmektedir. Başlangıçta Doğu’ya has bir yöntem olan meditasyonu günümüzde milyonlarca Amerikalı ve Avrupalı stresten, saplantılardan kurtulmak ye içsel huzura kavusmak için her gün uygulamaktadır. Günümüzde bilim adamları da meditasyonun fiziksel ve zihinsel sağlığa büyük katkıları olduğu konusunda aynı fikirdedirler.
Ancak, hepsinden önemlisi, meditasyon, insanların akıl ve mantık yoluyla sırrına ulaşamadığı evrensel gerçeklere derin bir sezgi ve farklı bir algılama yoluyla ulaşmasını sağlayan en etkili yoldur. Ruhsal gelişmede sezgisel bilginin rolü çok önemlidir Meditasyon sürecinde zihne ilham dolar, sezgisel bilgi akmaya başlar ve kişi üstün bir bilinç haline ulaşarak öz benliğiyle ilişki kurabilir.
Meditasyon üzerine araştırmalar:
Meditasyonun hem zihinsel bir aktivite hem de bu aktivitenin ardından ulaşılan bir “bilinç hali” olduğu 1970’lerde yapılan çalışmalarda ortaya koyulmuştur. Yapılan çalışmalarda meditasyon yapanlarda tıpta mevcut olan uyku, uyanıklık ve rüya bilinç düzeylerinden farklı bir dördüncü bilinç düzeyi gözlenmiştir.
Yapılan bir başka araştırma da ise meditasyonun beyin dalgaları üzerinde etkileri araştırılmıştır. Buna göre denekler üç grupta toplanmış, ilk grubu meditasyon yaparak kutsal kitaplarda ifade edilen kriterleri sahip olanlar, ikinci grubu meditasyon yaparak kendi bilinçlerinde gelişme gözleyenler ve üçüncü grubu ise hayatlarında meditasyonu hiç denemeyen denekler oluşturmuştur. Meditasyon esnasında beyin dalgaları ölçülen deneklerden elde edilen sonuçlar göstermiştir ki bilinçte rahatlamış/medite olmuş düzeye erişen her denekte beyinlerinin ön loblarında (frontal lobe) alfa dalgalarının yükseldiği gözlenmiştir.
Budist rahipler üzerinde yapılan bir çalışmadaki bulgular, düzenli meditasyon yapan bu rahiplerin dikkat, hafıza, öğrenme ve bilinç algısı gibi zihinsel süreçlerin dahil olduğu “gama dalgası” aktivitelerinde daha gelişmiş olduklarını göstermiştir.
Varlıksal gelişim ve yoğunluk dereceleri:
Ra'nın anlattığına göre madde'nin (sadece bulunduğumuz katın maddesi değil diğer katların da) tüm yapısı ışık imiş. Yani evrendeki tüm malzeme ışıktan, ışığa çeşitli kuantlarda titreşim ve dönme eklenerek yapılmış. (Işıktan bir evren aslında herşeyin illüzyoni yapısını kurgulamak için ilginç bir seçim. 3 boyutlu bir sinema sahnesine düşen ışıklar gibi)
Tüm ışık 7 katlı bir yapıda. 7 ses/renk/titreşim frekansı bir araya gelince bir oktav ediyor. Lakin her kat gene kendi içinde 7 alt kata sahip ve onlar da 7 şer alt alt kata sahip. Bu böyle sonsuza kadar gidiyor.
Sorgucu Don Elkins bu bilgiyi öğrendikten sonra diyor ki, herşey böyle 7 nin kuvveti tarafından sonsuza kadar genişletiliyorsa, o zaman acaba düşündüğümüz herşey bir yerde bir katta olmakta mıdır acaba? Yani bizim hayal dediğimiz herşeyin birşekilde bir katta olmakta olduğunu düşünebilir miyiz, diyor. Ra ise bunu onaylıyor ve hayal konusunun aslında çok geniş bir konu olduğunu vurguluyor.
BİR'den 2. sapma olan sevgi ise bu ışık/malzeme/3. sapma üzerinde etkide bulunma gücüne sahip. Aynı zamanda tayfın merkezinde/kalbinde yeralıyor. 7'lik sistemin tam ortası 4. merkez. Ra 'sevgi' dediğimiz şeyin 'ruhsal çalışmanın kaynağı' olduğunu söylüyor. İlk 3 merkez ise daha çok 1-hayatta kalma, 2-kişisel kimlik/haz, 3-toplumsal kimlik/güç kavramları üzerine.
Bu oktavların herbiri gene onları kapsayan üst oktavların sadece birer notası durumunda. Örneğin biz şu an büyük oktav olarak 3. yoğunluk derecesindeyiz. 3. varlık aşaması. Bizim deyimimizle insan.
Anlatılana göre
1. yoğunluk derecesinde henüz şekillenmemiş özler olarak toprak, su, ateş ve hava/rüzgar var imiş. Bu birinci derecedeki zamanı ölçecek bir yol olmadığını söylüyor Ra. Zaten her birinci derece aynı zamanda bir önceki bitirilmiş oktavın 8. derecesi. Yani sonsuzluğa eşdeğer. Bu büyük oktavlar açısından her bir oktav bir big bang-big crunch (büyük patlama-büyük çöküş) dönemine karşılık geliyor. 7. derece sonsuzluğa geçiş/geçit görevi görüyor. Sonsuzluk ise 8. derece olarak geçiyor ancak bu sekiz aynı zamanda bir sonrakinin bir'i.
2. Yoğunluk derecesinde bizim mineral/cansız madde dediğimiz formlardan başlayarak, bitki ve hayvan olarak olasılıkla yüzbinlerce form deniyoruz/yaşıyoruz. 2. dönem yaklaşık 4.6 milyar yıl sürüyor. Yani her insan bu kadar uzun bir geçmişi beraberinde getiriyor. İnsan olup 3. derece forma geçmek için ise 'benlik bilinci' (ve soyut düşünme yeteneği) kazanmak gerekiyor. Hayvanlarda sürekli bir benlik bilinci bulunmuyor.
3. yoğunluk derecesinin varlığı insan. Tabii bu bizim için böyle. Başka gezegenlerde farklı şekillerde olabilse de temel özelliği artık benlik bilincine sahip olması. (Örneğin bizden çok ileride gördüğümüz Sirius bizimle aynı seviyede (3. seviye) ancak bizden çok daha uyumlu bir yer imiş.) Bu dereceden 4'e geçmek için ise (bu arada varlık formları ve bilinç geriye gitmiyor. Her zaman ileri gidiyor.) yol ikiye ayrılıyor.
Bu noktaya kadar pozitif-başkalarına hizmet ve negatif-kendine hizmet kutuplaşmaları hep içiçe, yanyana. Fakat 4. yoğunluğun gezegenleri ya pozitif veya negatif olmak zorunda
:: Eğitim & Öğretim :: Dersler
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz